Türkiye’den sivil toplum kuruluşları, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de devam eden COP29’a yönelik olarak yaptıkları çağrıda, Türkiye’nin yeşil dönüşümü için işbirliklerinin ve şeffaf iletişimin gücüne vurgu yaptı. Kurulacak işbirlikleri sayesinde, Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşmasının yanı sıra çözüm odaklı bir iklim liderliği örneği sergilemesinin de ortak bir vizyon olarak ele alınması gerekliliği çağrıda yer buldu.
Türkiye’den sivil toplum kuruluşları (STK), 11- 22 Kasım tarihlerinde Azerbaycan’da gerçekleşecek Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı’na (COP29) yönelik olarak önemli bir çağrıda bulundu.
Türkiye Kurumsal Sorumluluk Derneği’nin öncülük ettiği çağrıda, Türkiye’nin yeşil dönüşümü için işbirliklerinin ve şeffaf iletişimin gücüne vurgu yapıldı. Ekim ayında COP29 İklim Zirvesi önceliklerini değerlendirmek için Bahçeşehir Üniversitesi ve CIFAL İstanbul, UNITAR ev sahipliğinde bir araya gelen STK’lar, konuyla ilgili uzmanlar ve akademisyenler, Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşmasının, kapsayıcı ve şeffaf bir yaklaşımla, çeşitli perspektiflere ve ortak sorumluluğa değer verilerek mümkün olacağı konusunda fikir ortaklığı içinde.
Ortak Bir İklim Hedefine Yönelik Taahhüt
Toplantıda Avrupa İklim ve Eylem Ağı İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz ile ekoIQ Yayın Yönetmeni Dr. Barış Doğru, COP28 ve Türkiye’nin iklim politikalarına dair kapsamlı bir değerlendirme sundu.
Toplantıdaki paydaşlar tarafından COP29 başlarken, Paris İklim Sözleşmesi hedeflerine ulaşılabilmesi için ülkelerin ulusal katkı beyanlarının daha iddialı hale gelmesi ve bu kapsamda Türkiye’nin 2053 karbon nötr olma hedefi ve enerji üretiminde fosil yakıtların kullanımının kademeli olarak azaltılmasıyla ilgili yol haritalarının daha gerçekçi ve ulaşılabilir olabileceği vurgulandı.
Ayrıca yenilenebilir enerji kapasite ve yatırımları açısından Türkiye’nin iyi bir noktada olduğuna değinilen toplantıda; Türkiye’nin COP toplantıları ve zirvelerinde işbirliği yapabileceği bölge ve ülkelerle birlikte hareket edebileceği, “Küresel Yenilenebilirler ve Enerji Verimliliği Taahhüdü” gibi girişimlere katılarak uygulamalarını hızlandırabileceği değerlendirildi.
Sürekli Diyalog ile Etkili Platformlar Oluşturulmalı
Toplantıdan çıkan önemli sonuçlardan bir diğeri ise tüm paydaşlar arasında sürekli diyalog ve bilgi paylaşımını teşvik edecek platformların kurulması yönündeki çağrı oldu. Sivil toplum temsilcileri, düzenli iletişim kanallarının oluşturulmasının karşılıklı anlayışı artırabileceğini ve Türkiye’nin STK’ları, akademik çevre ve diğer paydaşların farklı uzmanlık alanlarından daha etkin yararlanmasını ve cesur ancak uygulanabilir hedefleri birlikte belirlemenin mümkün olabileceği ele alındı.
Kamunun bundan sonraki iklim zirvesi süreçlerinde düzenli olarak iklimle mücadelede ilgili STK’lar ile bir araya geleceği toplantıların önemli olduğu vurgulandı. Ayrıca Türkiye’nin iklim krizi ile mücadeleye ilişkin hedef, taahhüt ve uygulamalarının izlenebilmesi amacıyla sivil toplumun bir platform oluşturması ve STK’ların iklim kriziyle mücadele alanında azaltım, uyum, ulusal katkı beyanı güncelleme, farkındalık ve eğitim gibi konularda ortak çalışmalar yürütmesi konuları masaya yatırıldı.
Açık iletişimi destekleyen ve ortak projeler geliştirilmesine fırsat sunacak işbirlikleri sayesinde Türkiye, yalnızca iklim hedeflerine ulaşmakla kalmayıp, aynı zamanda işbirliğine dayalı, çözüm odaklı bir iklim liderliği örneği sergilemesinin ortak bir vizyon olarak ele alınması gerekliliği çağrının önemli çıktılarından biri olarak kayıtlara geçti.