#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Tarım Sektörü İklim Değişikliği Gerçeği ile Yüzleşmeli

Growtech 20. Uluslararası Sera, Tarım Teknolojileri ve Hayvancılık Ekipmanları Fuarı kapsamında dördüncü “Tarım Sohbetleri” gerçekleştirildi. Artık su zengini olmadığımıza dikkat çekilerek tarımda iklim değişikliğine entegrasyonun önemi vurgulandı.

Örtüaltı (seracılık) tarım sektörü fuarı Growtech 20. Uluslararası Sera, Tarım Teknolojileri ve Hayvancılık Ekipmanları Fuarı kapsamında bu yıl dördüncü “Tarım Sohbetleri”ni düzenlendi. “Küresel İklim Değişikliği ve Tarımın Geleceği” başlığı ile gerçekleşen Growtech Tarım Sohbetleri’ne, SERKONDER Başkanı Halil Kozan, BASUSAD Başkanı Rahmi Çakarız, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, konuşmacı olarak katıldı. Moderatörlüğünü İrfan Donat’ın üstlendiği oturumda Türkiye’nin yakın gelecekte su sıkıntısı yaşamaması için acil olarak vahşi sulama yöntemlerinden vazgeçilmesi ve üreticilerin teknolojik gelişmelere entegre edilmesi gerekliliği vurgulandı.

“Yeni Teknolojilerle İklim Değişikliğine Dayanıklı Sera Üretimine Başlandı”

Oturumda ilk sözü alan; Sera Konstrüksiyon, Donanımı ve Ekipman Üreticileri ve İhracatçılar (SERKONDER) Derneği Başkanı Halil Kozan; iklim değişikliğine bağlı hortum, sel, fırtına, yangın gibi dış etkenlerin seralara verdiği zarara karşı sektörün yeni teknolojilerle dayanıklı sera üretimine başladığını anlattı. İklim değişikliği ve pandeminin gıdada verimli üretime geçme zorunluluğunu gösterdiğini belirtti.

Modern seraların iklimlendirilmesinin otomasyon sayesinde yapıldığını ve sürekli kontrol altında tutulduğu için verimliliğin arttığına dikkat çeken SERKONDER Başkanı Halil Kozan, özellikle soğuk bölgelerdeki modern seraların artması ve gelişmesi adına ülkemizdeki jeotermal kaynakların büyük önem taşıdığına vurgu yaptı ve bu alanda yatırımların artması gerektiğini de belirtti. Sera yatırımlarının artmasının ülke ekonomisi ve geleceği için stratejik bir öneme sahip olduğunu söyleyen Kozan, yatırımcıların desteklenmesi gerektiğini de belirterek konuşmasında “Bu noktada jeotermal ucuz bir enerji kaynağı. Ülkemiz bu açıdan sanılanın aksine çok daha zengin bir ülke. Geniş bir coğrafyada bu kaynaklara sahibiz. Bu artımız yakın zamanda bizi dünya da daha rekabetçi bir hale getirecek. Ama sera yatırımı yapabilmek için daha çok modern seralarla ülkemizi donatmak için destekler de şart. Bugün yatırımın önündeki en büyük engel finansman… Özellikle son dönemlerdeki dövizdeki dalgalanmalar nedeniyle üst limit olan 25 milyonluk destek yetersiz durumda. Bunun iki katına çıkması ve %18’lik KDV ödemelerinin yeniden düzenlenmesi dernek olarak karar vericilerimizden en büyük isteğimiz” dedi.

“Böyle Gelmiş Böyle Gitmez”

Türkiye’nin su zengini olmadığını ama su fakiri olma yolunda ilerlediğini vurgulayan Growtech Tarım Sohbetleri’nin oturum moderatörü İrfan Donat, küresel iklim değişikliği ve küresel ısınmanın tarıma olan etkisinin her geçen gün arttığını belirtti. İklim değişikliği ve küresel ısınmanın ciddi bir tehdit olduğuna vurgu yaparak bu konuda görüşlerini açıklayan Basınçlı Sulama Sanayicileri (BASUSAD) Derneği Rahmi Çakarız, 2050 yılında sıcaklıkların 2 derece artacağına dikkat çekerek, su potansiyelimizin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. BASUSAD Başkanı Rahmi Çakarız, “2050 yılında gıdaya olan ihtiyaç çok daha önem kazanacak. Topraklarımızdan daha çok verim alabilmek için de sulama noktasında doğru ve akılcı bir yol izlemeliyiz. Özellikle 2022 yılı itibariyle akıllı sulama yöntemine acil olarak geçmeliyiz. Böyle gelmiş böyle gitmez diyerek suyumuzun her damlasına sahip çıkmalıyız” dedi. 

“Aynı Suyla 2 Milyar Metreküp Su Kazancı Sağlayıp 4 Milyon Hektarlık Alanımızı Sulayabiliriz”

Türkiye’de tarım alanında kullanılan 112 milyar metreküp suyun %75’nin vahşi sulama olarak adlandırılan salma sulama yöntemiyle tüketildiğini belirten Çakarız, bu yöntemden acil olarak vazgeçilmesi gerektiğini belirtti. Çakarız sözlerini şöyle sürdürdü; “%75’lik vahşi sulama %45’lik verimlilik alınırken, %25’lik basınçlı sulamadan %70-80 verimlilik alınabiliyor. Yani biz aynı suyla 2 milyar metreküp su kazancı sağlayıp, 4 milyon hektarlık alanımızı sulayabiliriz. Küresel ısınma, iklim değişikliğini ve su kaynaklarımızın giderek azaldığını düşünürsek; Türkiye’nin basınçlı sulamaya geçmesi kısa ve orta vadede yapması gereken en büyük acil eylem planı olmalı.”

“İnsanlık Gıdaya, Gıda Tarıma Muhtaç”

Tarımsal üretimlerimizin iklim değişikliğine entegre edilmesinin vurgulandığı Growtech Tarım Sohbetleri buluşmasında son sözü alan Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu; “Arazi gözlemleri ışığında iklim değişikliğinin tohumculuk ve tarımsal üretim üzerine yaptığı etkiler” başlığındaki özel sunumunu organizasyonda katılımcılarla paylaştı.

Dünyanın gıdaya olan ihtiyacının son yıllarda küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle daha da arttığına vurgu yapan Prof. Dr. Süleyman Soylu, dünyada 119 ülkenin açlık sıkıntısı yaşadığını belirtti. Tarım sektörünün sigortası konumundaki suyun önemi hakkında Süleyman Soylu konuşmasında şu önemli paylaşımlarda ve önerilerde bulundu: “Son yıllarda yağış azlığının ülkemizdeki en büyük sorunların başında geliyor. Çünkü kuraklığın en büyük sebebi yetersiz yağış kaynaklı. Bu nedenle suyumuzun kıymetini her geçen gün daha da artan şekilde bilmeliyiz. İklim değişikliğinden ve küresel ısınmadan tarımsal üretimler ciddi etkileniyor.

Üretim ve planlamadaki zorluklar, verim azlığı, ekim ve hasat zamanındaki mevsimsel kaymalar, sulama suyunun maliyetinin artması gibi sorunlar üreticilerimizin en sık karşılaştığı sorunlar arasında geliyor. Tüm bunlara su kaynaklı yapılan yanlışlar da eklendiğinde daha dikkatli olmak zorundayız. Bugün İç Anadolu bölgemizdeki su kaynağı kullanımı çok verimli iken, diğer bölgelerimiz maalesef bunu söyleyemiyoruz.

Türk tarımının bu döngüden çıkması için akıllı tarım uygulamalarına yönelmesi, üreticimizin bilinçlendirilmesi, biyolojik mücadeleye önem verilmesi ve en başta da çiftçilerimizin daha çok teknolojik değişimlere adapte edilmesi geliyor. Bu sayede hem küresel ısınma ve iklim değişikliği ile baş edebilir hem de daha verimli ve rekabetçi ürünler yetiştirebiliriz” dedi.

EkoIQ Editör