Afetten sonra salgın riski açısından Türkiye’de tetanoz, kuduz ve kızamık aşılarının ihmal edilmemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Vefik Arıca, “Toprak, çimento ve demirden bulaşabilen tetanoz vakaları ölümcül olabileceği için özellikle enkaz altından çıkartılan ve enkaz işleriyle uğraşan gönüllü veya görevlilerin son 10 yılda tetanoz aşısı olmadılarsa mutlaka aşı olmaları gerekir” dedi.
Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre, Yalova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı ve Rektör Yardımcısı-Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vefik Arıca, “Hijyen kurallarına uyulmadığı ve temiz suya ulaşımın zor olduğu afetlerde kolera için gerekli önlemlerin şimdiden alınması gerek. Afet sonrası beklenen diğer enfeksiyonlar; tifo, paratifo ve dizanteridir. Bunlar da özellikle hijyen kurallarının az olduğu ve temiz suya ulaşılamayan bölgelerde çıkar” dedi.
“Gerekli Önlemlerin Alınması Halinde Bu Sorunlar Kolaylıkla Aşılabilir”
Prof. Dr. Arıca şunları söyledi: “Ekim ayından itibaren ülkemizde de yoğun görülen üst solunum yolu virüslerinden İnfluenza, Rinovirüs, RSV, Adenovirüs ve Koronavirüs adı verilen 5’li virüs pandemisi ile bakteriyel etkenli Strep A bakterisinin (5 virüs 1 bakteri pandemisi) afet sonrası salgınlarda artması doğal kabul edilir. Bu artış, afet sonrasında toplu yaşam merkezleri, toplu yemek yeme, hijyen kurallarının ve temiz suya ulaşmanın az olduğu yerlerde görülür. Gerekli önlemlerin alınması halinde bu sorunlar kolaylıkla aşılabilir.”
Afet sonrasında başta bebek ve çocuklar olmak üzere tüm canlılarda bitlenme ve uyuz vakalarıyla karşılaşılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Vefik Arıca, “Buna yönelik hijyen kurallarının artması ve ilgili vakaların tespit edilmesi, vakaların çevreye yayılmasının önüne geçilmesini sağlar” dedi.
“Tetanoz, Kuduz ve Kızamık Aşıları İhmal Edilmemeli”
Afetten sonra salgın riski açısından Türkiye’de tetanoz, kuduz ve kızamık aşılarının ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Arıca, şu bilgileri verdi: “Komşumuz olan ve depremi yaşayan Suriye’nin kuzey bölgelerinde, özellikle çocuklar arasında son dönemde kızamık vakalarında artış olduğunu biliyoruz. Bu nedenle rutin prosedürde 12 aylıkken yapılması gereken kızamık aşısının afet dönemlerinde 9 aylık hatta 6 aylık çocukluk yaşına kadar ek bir doz olarak vurulması çocuklarda kızamık salgını görülmesini engelleyebilir. Bunun dışında toprak, çimento ve demirden bulaşabilen tetanoz vakaları ölümcül olabileceği için özellikle enkaz altından çıkartılan ve enkaz işleriyle uğraşan gönüllü veya görevlilerin son 10 yılda tetanoz aşısı olmadılarsa mutlaka aşı olmaları gerekir.”
“Önlem Alınmazsa Kuduz Vakalarının Sayısı Artabilir”
Prof. Dr. Vefik Arıca, şu an için kuduz salgını beklenmediğini söyleyerek, “Kuduz nadir rastlanan, fakat bulaştığı vücutta beyin ve sinirlere ciddi zarar vererek ölümlere yol açabilen bir hastalık. Taşıyıcı bir hayvan tarafından ısırılma, kuduzun en sık görülen bulaşma şeklidir. Hastalık başta köpek olmak üzere taşıyıcı hayvanlar olan; yarasa, tilki, rakun, çakal, kedi ve farelerden bulaşırken insandan insana ve ölü insandan bulaşmaz. Kuduz hastalığı, hayvandan insana ısırık veya tırmıklama yoluyla geçer. Bulaşmaya neden olan hayvanın salyasıdır. Afet sonrası aç kalan hayvanlar, ölen her canlıyı yiyerek etrafa saçabildikleri için önlem alınmazsa kuduz vakalarının sayısı artabilir” dedi.
Prof. Dr. Vefik Arıca, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu 3 aşı dışında Sağlık Bakanlığı tarafından çocuklara ve bebeklere rutin olarak önerilen aşıların ihmal edilmemesi, zamanında yapılamadığı takdirde, en yakın sağlık kuruluşuna giderek aşılama yapılması gerekir. Bu tür afetlerde bebeklere her ne olursa olsun anne sütü verilmeye devam etme çabası da çok önemlidir.”