#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
cocukisci

Türkiye’deki Her Dört Çocuktan Üçü Ekonominin Durumundan Kaygılı!

Çocukların zorlu yaşam koşullarını ve çözüm bekleyen sorunlarını gözler önüne seren “Krizler Çağında Çocuk Olmak: Türkiye’de Pandemi Sonrasında Çocukların İyi Olma Halini Yeniden Düşünmek” başlıklı araştırma projesinin bulgularına göre, daha yüksek sosyoekonomik statüye sahip çocuklar, akranlarından daha mutlular. Görüşülen çocukların dörtte üçü ekonominin durumundan veya aile bireylerinden birinin başına kötü bir şey gelmesinden kaygı duyuyor. Araştırmada görüşülen çocukların %11’i ise çalışıyor.

İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından TÜBİTAK desteğiyle yürütülen “Krizler Çağında Çocuk Olmak: Türkiye’de Pandemi Sonrasında Çocukların İyi Olma Halini Yeniden Düşünmek” başlıklı araştırma projesinin bulguları kamuoyuyla paylaşıldı. Toplantıda İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, Prof. Dr. Emre Erdoğan ve çocuk hakları araştırmacısı Gözde Durmuş proje bulgularını ve önerilerini katılımcılarla paylaştı.

Araştırma pandemi sonrasında çocukların iyi olma halini maddi durum, sağlık, eğitim, risk ve güvenlik, barınma ve çevre, katılım, ilişkiler ve dijital dünya gibi birçok farklı boyutta ele aldı.  Türkiye genelinde 29 ilde 1500 hane ile yapılan anket çalışmasının yanı sıra Şanlıurfa ve İstanbul’da gerçekleştirilen görüşmeler ve odak grup çalışmalarıyla bulgular desteklendi. Projede ayrıca Çocuk Danışma Kurulu hayata geçirilerek çocukların görüşleri sürece dahil edildi.

Türkiye’de çocukların iyi olma halini bütüncül bir perspektifte ele alan araştırma önemli bulgular ortaya koydu. Görüşülen çocukların %47’si kendini mutlu hissettiğini ifade ederken, bu oran en düşük sosyoekonomik statüye sahip ailelerin çocuklarında %33, yüksek sosyoekonomik statülü ailelerin çocuklarında ise %64. Daha yüksek sosyoekonomik statüye sahip çocuklar, akranlarından daha mutlular.bilgi krizcocuk

Araştırmanın önemli bulgularından biri de çocuklar arasında kaygı düzeyinin yüksekliği. Görüşülen çocukların dörtte üçü ekonominin durumundan veya aile bireylerinden birinin başına kötü bir şey gelmesinden kaygı duyuyor. Gelecekle ilgili planlarının gerçekleşmeyeceğinden ve Covid-19 benzeri bir pandemiden kaygı duyan çocukların oranı %63. Çocukların önemli kaygı kaynaklarından biri de sınavlarında (%63) ve derslerinde başarısız olmak (%60).

Çocuklar Haftada 8-11 Saat Çalışıyor

Araştırma görüşülen çocukların %11’inin çalıştığını ortaya koyuyor. Çalışma oranı,  erkek çocuklarda %13, kız çocuklarda ise %7 olarak belirlendi. Düşük sosyoekonomik statüde bu oran %18’e yükselirken, yüksek sosyoekonomik statüde %3’e düşüyor. Çocukların yarısından fazlası (%53) dükkanlarda çalışırken %20’si fabrikalarda çalışıyor. Haftada 8-11 saat çalışan çocukların, haftalık ortalama gelirleri 2000 TL’nin altında kalıyor. Çalışma nedenleri arasında harçlık çıkarma (%54), aileye destek sağlama (%47) ve meslek öğrenme (%39) öne çıkıyor.

Araştırmaya katılan çocuklardan 112’si eğitimine ara vermek zorunda kaldığını ifade etti. Bu durumun başlıca nedenleri arasında ders başarısızlığı (%54), okula gitmek istememe (%51) ve çalışma zorunluluğu (%28) yer alıyor. Eğitime geri dönmek isteyen çocukların oranı ise yalnızca %13.

Araştırmaya göre düşük sosyoekonomik statüye sahip çocukların %26’sı evde ders çalışamadığını belirtirken, bu oran en yüksek sosyoekonomik statüde %8’e düşüyor. Evde çalışma ortamı olmayan çocuklar için okul, olmak istedikleri yer haline geliyor. Ancak düşük sosyoekonomik statüdeki çocukların %23’ü kalabalık sınıflar gibi nedenlerle okulda da ders öğrenemediklerini ifade ediyor.

Çocukların ev içerisindeki iş yüklerinin de toplumsal cinsiyete ve sosyoekonomik statülerine bağlı olarak değiştiği araştırma sonuçları arasında. Kız çocuklarının %89’u kendi yataklarını toplarken, %79’u sofra kurup kaldırırken, %63’ü kahvaltısını hazırlarken, %50’si ev temizliği yaparken, %50’si bulaşık yıkarken ve %26’sı yemek yaparken bu oranlar erkek çocuklarında çok daha düşük oranlarda kalıyor.

Araştırma çalışması çerçevesinde görüşülen çocukların % 53’ü deprem, orman yangını gibi doğal afetleri en önemli üç tehdit arasında görürken, işsizlik % 49 ile ikinci sırada, yoksulluk ise % 45 ile üçüncü sırada gelmekte. Salgın hastalık yanıtıysa % 33 ile dördüncü sırayı alıyor.

Araştırmaya Katılan Çocukların %84’ü Arkadaşlarıyla Yüz Yüze Görüşüyor

Araştırma çalışmasına katılan çocukların arkadaşlarıyla ilişki kurarken en fazla tercih ettikleri yöntem yüz yüze görüşmek (%84), bunu WhatsApp benzeri uygulamalar (%47) ve telefonda konuşmak (%45) takip ediyor. Sosyal medya uygulamalarını arkadaşlarıyla ilişki kurmak için kullandığını söyleyen çocukların oranı çok daha düşük.

Görüşülen çocukların internet okuryazarlığının yüksek olduğu görülüyor. Kullandığı araçlardaki gizlilik ayarlarını nasıl yapacağını bildiğini söyleyenlerin oranı %80, hangi görüntü ve bilgilerini internette paylaşacağını bilenlerin oranı %78, istemediği mesajları nasıl engelleyeceğini bilenlerin oranı %77 ve bilgileri doğrulayabileceğini söyleyenlerin oranıysa %74.

Araştırma çalışmasına katılan çocukların seyrek de olsa siberzorbalık ve tacizle karşılaştığı görülüyor. Profil fotoğrafıyla ilgili olumsuz yorumlar aldığını söyleyenlerin oranı %14, sosyal medyada paylaştıkları nedeniyle dalga geçilenlerin oranı %13. Siberzorbalıkla karşılaşan çocukların başvurdukları birinci yol mesajı gönderen kişiyi engellemekken (%39), sosyal medya hesabını kapatanların oranı %28, bu konuda arkadaşlarıyla konuşanların oranıysa %26. Telefonun ya da bilgisayarının güvenlik ayarlarını değiştirdiğini söyleyenlerin oranıysa %23.