#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Uluslararası Şiddetsizlik Günü’nde İklim Eylemleri Düzenlendi!

2 Ekim tarihi Mahatma Gandhi’nin doğum gününe atıfla “Uluslararası Şiddetsizlik Günü” olarak kabul ediliyor. Şiddet içermeyen eylem şekilleri giderek daha popüler hale gelirken, Eylül ayı küresel çapta iklim protestolarına sahne oldu.

Şiddet kavramı, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) hazırladığı “Dünya Şiddet ve Sağlık Raporu”nda, “kişinin kendine, başka bir kişiye, bir gruba ya da topluluğa karşı, yaralanma, ölüm, psikolojik zarar, kötü gelişim veya mahrumiyetle sonuçlanan veya sonuçlanma olasılığı yüksek olan, tehditle veya fiili olarak fiziksel güç veya kuvvet kullanımı” olarak tanımlanıyor.

Raporda, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere kişilere yönelik şiddetin yaralanma, sakatlık ya da ölümle sonuçlanmasa da fiziksel, psikolojik ve sosyal sorunlara yol açabildiği, sonuçların gizli olabileceği ya da ortaya çıkmasının yıllar sürebileceği, bu nedenle de şiddet tanımının geniş yorumlanması gerektiği ifade ediliyor.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) başta olmak üzere birçok uluslararası sözleşmede kişilerin yaşam hakları, işkence ve kötü muamele yasağı, şiddetsiz ve barış içerisinde bir yaşam sürme hakları korunuyor. BM ise 2007 tarihinde Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesinin öncü ismi olan Mahatma Gandhi’nin doğum günü olan 2 Ekim tarihini “Uluslararası Şiddetsizlik Günü” olarak kabul etti. Bu günle şiddetsizlik ilkesinin evrensel önemi vurgulanarak, bu ilkeyi eğitim ve kamu bilinci oluşturarak yaygınlaştırmak amaçlanıyor.

Yaygınlaşan Bir Sosyal Mücadele Şekli

Öte yandan şiddetsizlik, sıklıkla pasifizm ile eş anlamlı olarak kullanılsa da 20. yüzyılın ortalarından itibaren bu terim, birçok toplumsal değişim hareketi tarafından benimsendi. Şiddetsizlik ya da bir diğer adıyla “şiddetsiz direniş”, toplumsal veya siyasi değişimi sağlamaya çalışırken fiziksel şiddetin kullanılmasını reddediyor. Sıklıkla “sıradan insanların politikası” olarak tanımlanan bu sosyal mücadele şekli, dünya genelinde sosyal adalet kampanyalarında geniş kitleler tarafından benimseniyor. Bu yaklaşımın temel ilkelerinden biri de, yöneticilerin gücünün halkın rızasına dayanması. Bu nedenle şiddetsizlik, halkın rızasını ve işbirliğini geri çekerek bu gücü zayıflatmayı amaçlıyor.

Gelecek için Cuma Günleri Onlarca Eylem Yaptı

Dünya çapındaki çeşitli şiddetsiz direnişlere baktığımızda son yıllarda artan farkındalıkla, iklim değişikliğiyle ilgili protesto sayılarının önemli ölçüde arttığını görüyoruz.

Bunlardan 2024 yılı içinde en kitlesel olanı ise Eylül ayı içinde, New York, BM Genel Kurulu’nun iklim değişikliği konusunu birkaç cephede ele aldığı bir dönemde, iklim eylemini teşvik eden yıllık bir etkinlik olan İklim Haftası NYC’ye ev sahipliği yaptığı sırada gerçekleşti.

İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg’in liderliğinde kurulan Gelecek için Cuma Günleri hareketinin organize ettiği eylemler kapsamında, aralarında Berlin, Brüksel, Rio de Janeiro, Yeni Delhi’nin de bulunduğu 50 ülkede 150’den fazla etkinlik ve protesto gösterisi düzenlendi. Almanya’da, ülke genelinde 100 protesto kaydedilirken, New York’taki protestoda, kirlilik yaratan şirketler, bunları finanse eden bankalar ve iklim konusunda başarısız olan liderler başta olmak üzere fosil yakıtın artan bir şekilde kullanımına neden olanlar hedefteydi. Emisyonlardaki artış, önceki on yıllara göre yavaşlamış olsa bile, uzmanlar sıcaklık artışlarını belirlenen bir sınırda tutmak için gerekli olduğu belirtilen %43’lük bir azaltımın çok gerisinde olunduğunu ve bu zirve seviyelerinin ulaşılmasının yakın olduğunu öngörüyor.