“Korona sürecinde, yerel marketimizde taze meyve sebze bulabilmenin değerini… Kendi kendine yetebilmenin -hem yaşamsal hem de ruhsal olarak- önemini… Özetle farklı yaşam şekillerinin de mümkün olduğunu görmüş olduk”.
Yazı: Gülin Yücel, Brika Sürdürülebilirlik, [email protected]
“Bir musibet (beklenmeyen anda gelen kötülük), bin nasihatten iyidir” derken atalarımız, esasında bizlerin ne kadar tecrübeden öğrenen varlıklar olduğumuzu yüzyıllar öncesinden dile getirmiş. İklim grevleri; çevresel ve toplumsal problemlere dikkat çekmeye çalışan onca uğraş ve paylaşıma rağmen kontrol altına almaya gönülsüz olduğumuz yaşam şekli ve tüketici ruhumuzu, bir pandemi eve kapadı, hem de belirsiz bir süre ve şekilde. Normal nasıl değişti, dünya tarihinin en ‘kapsayıcı’ pandemilerinden birini yaşadığımız bu dönemde neler oldu, önümüzde neler var… Bakmakta fayda var.
Ne Gördük?
Bu hızla yayılan pandemi karşısında ne dünya ekonomisine yön veren güçlerin, devletler veya şirketlerin, ne de bireylerin hiçbir kontrolü olmadığını…
Bize git, gez, tüket… diyen sistemin aman #evdekal demek zorunda kaldığını… Zenginlik ve fakirliğin hiç fark etmediğini, paranın sağlık söz konusu olduğunda ilk defa bu kadar önemsiz kaldığını… Bireysel iyiliğimizin esasında toplum faydası oluşturduğunu ya da toplumsal faydanın bizi birey olarak koruduğunu… Yerel marketimizde taze meyve sebze bulabilmenin değerini… Kendi kendine yetebilmenin -hem yaşamsal hem de ruhsal olarak- önemini… Özetle farklı yaşam şekillerinin de mümkün olduğunu gördük.
Geri Dönüş Nasıl Olacak?
Akıllara gelen sorular şunlar:
Aşı bulunmadan geri dönüş mümkün mü? Yoksa antikor testleri bağışıklık kazananların tespiti mi daha önemli? Bağışıklık kazananlara ülkeler iş ve yaşam alanlarında esneklik sağlayacak mı; örneğin ülkeden ülkeye geçişler için bir karne veya sertifika sağlanacak mı?
Sırası ne olursa olsun kademeli bir normalleşme olacağı kesin. Wuhan’ın bile beş aylık pandemi mücadelesi sonrasında normalleşmede belirsizlikler yaşaması bize bu yolun iniş çıkışlı olacağını hissettiriyor.
Geri dönüşün planlanabilmesi için mutlaka enfeksiyon yaygınlığını, bağışıklığın ne düzeyde oluşup oluşmadığını toplumsal bazda anlamak gerekli.
Toplum temelli örneklem üzerinde yapılacak antikor testleri ile pandeminin gerçek yaygınlığı ve etkisinin daha net anlaşılabileceği söylenirken, bu çalışmalar ile birlikte;
- Kim aşılanacak, daha net tanımlanabilecek,
- Normale dönsek bile, hiç bırakılmayacak bir süreç olarak halen hastaların tespiti ve izolasyonu için ayrı mekanların yaratılması (hastane ve ev harici) zorunluluğu olacak,
- Bağışıklık kartı gibi uygulamalar planlanabilecek denmekte (Columbia Üniversitesi sürdürülebilir kalkınma uzmanı Doç. Dr. Özge Karadağ Çaman’ın açıklamaları, 8 Nisan 2020, Habertürk).
Neler Kazandık?
Bu yaşadığımız sosyal mesafeler, her akşamüstü devletlerin açıkladığı vaka ve ölüm haberleri, her yaşta, her yaşam tarzından insanın hiç tatmadıkları bu kontrol edilemez endişe ile aynı normale geri dönemeyiz.
Bu durum iklim açısından veya sürdürülebilir kalkınma yolunda birtakım gerçeklerin kapsamlı olarak görülmesine sebep oldu diye kendimizi avutsak bile, pandemi ve iklim krizinin yapısal olarak birbirinden çok farklı olduğu kesin.
Pandemi aniden hayatımıza girdi ve bu süre, net bilinmemekle birlikte, en geç aşının uygulanması ile bitecek. İklim krizi ise zaman geçtikçe kendini daha çok hissettirmeye başlayacak ve şimdiden önlem almaz isek, bir süre sonra geri dönülemez bir yola girmiş olacağız. Ancak yine de, bu “yeni normal”in bize katmakta oldukları konusunda iyimserliğimizi koruyoruz. Peki nedir bu kazanımlar?
Uyum
Kontrol edilemeyene uyum sağlamaya başladığımızda, yeni veya olması gerekli düzene geçişimiz başlayacaktır.
Ortak Tecrübe
Ortak bir tecrübe, hepimizin aynı yöne gitmeye başlamasını kolaylaştıracaktır. Gönül ve akıl birliği, herkesin evde olduğunu bilmenin verdiği güven duygusu…
Kapsayıcılık
Kişisel alışkanlık ve davranışlardan, kamusal uygulama ve politikalara giden bir yelpazede değişimi başlatacaktır.
Anormale hazırlanmak
Olağanüstü durum senaryolarına her seviyede hazır olmamız gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Dirençlilik (Hacıyatmazlık)
Hızlı önlem alabilenler ve şeffaf olanlar daha güvenli yol almaktadır.
Tüm bu kazanımların bizleri daha ‘sürdürülebilir’ bir yaşam düzenine dönüştüreceğine ve kontrol edilmeyeni kontrol etme çabasının iklim krizi ile mücadelede etkili olacağına inanıyorum.
Bizi sosyal medyada takip etmek için tıklayın: LinkedIn | Instagram | Twitter | Facebook