Enerji

Yeni Rapor: Elektrifikasyonun Enerji Verimliliğiyle 2053’te Toplam Enerji Talebi 127 TWh Azalabilir

enerji

SHURA’nın açıkladığı Türkiye’de Konut ve Sanayi Sektörünün Elektrifikasyonu raporuna göre, elektrifikasyonla konutların ve sanayinin toplam nihai enerji talebi 2053 yılında 127 TWh azalacak. Bu sayede doğalgaz ithalatı 22,8 milyar m3, karbon emisyonu 43,6 milyon ton azalacak.

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin yayımladığı Türkiye’de Konut ve Sanayi Sektörünün Elektrifikasyonu adlı raporda, Türkiye’de konutlarda ısınmanın ve sanayideki ısı proseslerinin elektrifikasyon potansiyelleri teknik ve ekonomik açıdan analiz edildi. Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğin kullanılması ve yüksek verimliliği sayesinde elektrifikasyonun, Türkiye’nin ithalat bağımlılığını azaltacağına ve enerji arz güvenliğini güçlendireceğine dikkat çekildi. Diğer yandan enerji maliyetlerinde de avantaj sunacağı ve enerji sektörünün karbonsuzlaşmasına önemli katkılar sağlayacağı ifade edildi.

Elektrifikasyon Doğalgaz İthalatını ve Karbon Emisyonunu Düşürecek

Raporda, elektrifikasyonla konutların ve sanayinin toplam enerji talebinin 2053 yılında 127 TWh azalacağı belirtiliyor. Türkiye’nin 2021 yılındaki 287,4 TWh olan fosil yakıt tüketimi ile karşılaştırıldığında bu önemli bir seviye. Bu dönüşüm, 2053 yılında doğalgaz ithalatını 22,8 milyar m3 ve CO2 emisyonunu 43,6 milyon ton azaltacak. Türkiye’nin 2021 yılındaki doğalgaz tüketimi 60 milyar m3 olmuştu. Geriye kalan fosil yakıtların yerini ise SHURA’nın Net Sıfır 2053: Elektrik Sektörü için Yol Haritası raporunda öngörüldüğü gibi yeşil hidrojen, biyokütle ve sentetik gazların alması bekleniyor.

Raporda, ısı pompaları ve diğer elektrikli teknolojilerin sanayide 150-200oC’ye kadar olan ısıtma taleplerini karşılamak için çok uygun bir seçenek olduğu ifade edilirken binaların tüm ısıtma ihtiyaçlarını karşılayabileceği vurgulanıyor.

Düşük sıcaklık (<200oC) gerektiren endüstriyel proseslerde tam olarak kullanılabilen ısı pompaları ve diğer elektrikli teknolojiler, yüksek sıcaklık ihtiyaçlarında ise fosil yakıt tüketimini azaltmak için ön ısıtıcı olarak da kullanılabiliyor. Isı pompalarının COP olarak tanımlanan ısı performans katsayısı (elde edilen ısı enerjisi ile tüketilen elektrik enerjisi arasındaki oran) değerlerinin pratikte 2,5–3,5 arasında olması sebebiyle elektriğin fosil yakıtlara göre fiyat dezavantajı da ortadan kalkıyor.

 Isı Pompaları Fosil Yakıtlı Isıtma Teknolojilerine Oranla Daha Verimli

Çalışmada, Türkiye’de toplam enerji tüketiminin içindeki elektrifikasyon seviyesinin yaklaşık %20 düzeyinde olduğu vurgulanırken ulaşım sektörü ve sanayide ham madde olarak kullanılan fosil yakıtlar hariç tutulduğunda elektrik tüketiminin enerji tüketimi içindeki payının %28 olduğuna dikkat çekiliyor. Bu kapsamdaki nihai enerji tüketiminin %6’sı yenilenebilir kaynaklardan karşılanırken %66’lık kısmı ise fosil kaynaklardan elde ediliyor. Konutlarda enerji kullanımına gelince, Türkiye’de binaların %60’ı doğalgaz, %34’ü kömür ile ısıtılırken elektriğin payı yaklaşık %6.

Raporda, ısı pompasının yüksek verimi sayesinde binalarda ısınma için en uygun teknoloji olduğuna dikkat çekiliyor. Doğalgaz kombi/kazanlarının verimi %85-90 düzeyindeyken ısı pompaları kullanılan elektriğin yaklaşık 3 ila 5 katı kadar ısı üretebiliyor.

Konut tipi hava kaynaklı ısı pompalarının ısı performans katsayısı, yani COP’u Türkiye’de ortalama yaklaşık 2,75. COP değerinin 2’nin üzerinde olması ve hem elektrik hem de doğalgazın serbest piyasadan temin edilmesi durumunda, günümüzde ısı pompalarının işletme maliyetleri açısından doğalgaz ile rekabet edebilecek düzeyde olduğu görülüyor, ancak Türkiye’de hem düzenlemeye tabi perakende elektrik tarifelerinde hem de doğalgaz tarifelerinde sübvansiyon uygulanıyor. Günümüzde mevcut sübvansiyonlar dikkate alındığında ısı pompaları, yalnızca COP oranı 4 seviyesinden yüksek olduğunda rekabetçi olabiliyor. Sübvansiyonların kaldırılmasının ya da azaltılmasının ısı pompalarının yaygınlaşmasına olumlu etki yapacağı sonucu ortaya çıkıyor. Sübvansiyonların kaldırılması, nihai tüketici üzerindeki dolaylı maliyeti de kaldırabilir.

Net Sıfır Hedefi Elektrikli Teknolojilerin Yolunu Açacak

Raporda, elektriğin çatı üstü güneş enerji santralı (çatı üstü GES) tarafından sağlanması halinde, ısı pompasının enerji maliyetinin sübvansiyonlu doğalgaz tarifelerine kıyasla daha ekonomik olacağı ifade ediliyor. Isı pompalarının ilk yatırım maliyetinin yüksek olması, dönüşümü yavaşlatıyor, ancak yatırım maliyetlerinin önümüzdeki yıllarda düşeceği öngörülüyor.

Çalışmaya göre gelecek yıllarda net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda, doğalgaz fiyatlarına ek bir karbon vergisi uygulanması söz konusu olabilir. Bununla birlikte elektrifikasyonu destekleyen çeşitli politikaların ısı pompaları ve diğer elektrikli teknolojilerin gelişimini destekleyeceği düşünülüyor.

SHURA’nın Net Sıfır 2053: Elektrik Sektörü için Yol Haritası çalışmasında ısı pompalarının payının 2053 yılına kadar konutların %67’sine ulaşması beklendiği ortaya konulmuştu. Öte yandan elektrik tüketimi projeksiyonlarına bakıldığında, 2021 yılında konutlarda elektrik tüketimi, toplam enerji talebinin %20’sini oluştururken 2053 yılında bu oranın ısı pompası kullanımının da etkisiyle %63’e çıkacağı öngörülüyor. Konutlarda ısı pompalarının hızlı bir şekilde yaygınlaşarak elektriğin 2053 yılına kadar temel ısıtma kaynağı olması bekleniyor.

2053’te Sanayide Elektrik Kullanımı Yüzde 46’ya Çıkacak 

Raporda, sanayide elektrifikasyona azami geçişle birlikte, 2053 yılında fosil yakıtla karşılanacak 90 TWh’lik ısı ihtiyacının, 57 TWh’lik elektrikle karşılanabileceği belirtiliyor. Elektrifikasyon sonucunda sanayide doğrudan elektrik kullanım payının 2021 yılındaki %28’lik seviyeden 2053 yılında %46’a çıkacağı tahmin ediliyor. Elektrifikasyona ilave olarak çimento endüstrisinde biyokütle kullanımı, demir-çelik endüstrisinde yeşil hidrojen kullanımı ve farklı sektörlerdeki doğalgaz kullanımının temiz sentetik yakıtlarla yer değiştirmesi 2053’e kadar net sıfır emisyona ulaşılmasını sağlayabilir.

Kurulum Fiyatları Düşecek

Sanayi için elektrifikasyon dönüşümünde ekipman, kurulum ve ilgili süreç değişikliklerinin maliyetinin genellikle yüksek olduğunun hatırlatıldığı çalışmada, ilk yatırım maliyetlerinin işletme maliyetlerinden daha az belirleyici olacağı belirtiliyor. Sanayide de konuttaki gibi fiyatların ilerleyen dönemlerde düşeceği öngörülüyor. Elektrik sisteminde yenilenebilir enerjinin payı arttıkça, elektrik fiyatlarının doğalgaz fiyatlarından ayrışacağı ve daha ekonomik olacağı vurgulanıyor.

Serbest piyasa perakende elektrik ve doğalgaz fiyatları dikkate alındığında, 2023 yılında kurulan bir konut tipi ısı pompasının (COP=3,0, tüketim 1.000 m3/yıl) geri ödeme süresi yaklaşık 11,9 yıl olarak hesaplanıyor. Düşecek olan ilk yatırım maliyetleri ve elektrik fiyatları sayesinde, ısı pompası 2030 yılında kurulduğunda geri ödeme süresi 9,2 yıla, 2040 yılında kurulduğunda ise 3,2 yıla inecek. Elektrik fiyatlarının doğalgaz fiyatlarından ayrışması nedeniyle 2041 yılından sonra elektrikli ısıtıcılarla ısınmak bile doğalgazlı ısınma yöntemlerine kıyasla daha ekonomik olacak. Diğer yandan net sıfır hedefleri doğrultusunda fosil yakıtlar için ilave vergiler (karbon vergisi, vb.) getirilmesi durumunda bu ayrışma hızlanacak. Dolayısıyla orta ve uzun vadede elektrik fiyatları doğalgaz fiyatlarına göre daha ekonomik olacak.

Elektrifikasyon Hızlandırılmalı

Raporda Türkiye’de ısı pompalarının ve diğer elektrikli teknolojilerin yaygınlaşmasının hızlanması için şu öneriler getirildi:

  • Elektrifikasyonun gelişimini yavaşlatan en önemli etken, yüksek oranda sübvansiyonlu mesken doğalgaz tarifeleri. Perakende elektrik ve doğalgaz tarifelerindeki sübvansiyonlar tamamen kaldırılmasa dahi, sübvansiyon düzeyleri eşitlenmeli.
  • Rekabetçi enerji fiyatlarına yönelik vergi politikaları, temiz teknolojileri destekleyecek şekilde belirlenmeli.
  • Isı pompaları ve diğer elektrikli teknolojilere ilk yatırım finansmanı sağlanmalı.
  • Isı pompaları ve diğer elektrikli teknolojilere geçişte ilk olarak yeni yapılacak binaların bu sistemleri kullanması vergisel avantajlarla ya da kurulum destekleriyle sağlanabilir.
  • Konutlarda ve sanayide ısı pompaları ve diğer elektrikli teknolojileri yaygınlaştıracak iş modelleri ve hizmetleri geliştirilmeli.
  • Doğalgaz boru hatlarının genişletilmesine yönelik politikalar, net sıfır perspektifinde tekrar değerlendirilmeli.
  • Güneş enerjisi elektrik üretimi ve ısı pompası tüketimi arasında belirli şartlar dahilinde yıllık mahsuplaşma yapılabilmeli.
  • Net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak ve enerji sisteminde fosil yakıtların kullanımının sonlandırılması için belirli yasal kısıtlamalar/sınırlandırmalar uygulanabilir.

About Post Author