Genç kuşağın işyerindeki algılarını, beklentilerini ve bağlılıkları için gereken şartları gösteren yeni bir rapor, Y kuşağının sadece maddi kazançlara odaklanmadığını aynı zamanda şirketin toplumsal sorumluluklarını ve sürdürülebilirlik çabalarını da dikkate aldığını ortaya koydu.
Great Place To Work®, Best Workplaces for Millennials™ Listesi’nin ardından ilgili raporu, Youthall işbirliğinde hazırlayıp yayımladı. Best Workplaces for Millennials™ Listesi’nde yer alan 60 organizasyonun belirlenmesi sürecinde 126 bin 500 çalışanın katıldığı Trust Index™ çalışan deneyimi anketi verilerinin analizine dayanan Best Workplaces for Millennials 2023 Raporu, organizasyonların sürdürülebilir gelecekleri için milenyum kuşağı çalışanlarının kilit rol oynadığını gösterdi.
Milenyum kuşağının globaldeki mevcut durumuyla ilgili Gallup’un 2023 Yılı Global İş Yeri Durum Raporu’na bakıldığında, 2022’de çalışan bağlılığı ve iş fırsatlarının küresel olarak arttığı, ekonomik gelişme ve büyümeyle ilgili salgın öncesi koşullara dönüldüğü görülüyor. Ancak her ne kadar pandemi koşulları geride kalsa da küresel ölçekte çalışan stresi rekor bir seviyeye yükseldi. Dünyanın birçok bölgesinde yüksek enflasyonun kontrol altına alınması için mücadele ediliyor. Özellikle organizasyon liderleri, belirsiz bir ekonomik görünümde yol almaya çalışırken çalışanlarının stresi, hem üretkenliği hem de genel performansı etkiliyor.
Türkiye ve Yakın Coğrafyasında Endişe Yüksek
Gallup’un bu çalışmasında Türkiye ve yakın coğrafyasına bakıldığında istihdama katılım oranının ikinci en düşük bölge olduğu ve endişe konusunda da en yüksek ikinci bölge olduğu görülüyor. Bölge, tüm bölgeler içerisinde “şimdi iş bulmak için doğru zaman” düşüncesi açısından da en düşük orana sahip. Araştırmada, çalışan bağlılığı anlamında çalışanların sadece %15’i işine bağlılık gösterirken %62’si sessiz istifa, %23’ü de işine bağlılığını kaybetmiş durumda. Günlük iş hayatında stresli çalışan sayısı ise %45’lerde ve endişe oranı da %32 seviyesinde. İş bulmak için iyi bir zaman olduğunu düşüncesi açısından dünya geneli ortalaması %52 seviyesindeyken bölgemizde bu oran sadece %34.
“Türkiye ve Bölgesinde Hâlâ Gidilecek Çok Yol Var”
Globalde genel bir toparlanma ve iyiye gidiş görülürken Türkiye ve bölgesinde hâlâ gidilecek çok yol olduğunu belirten Great Place To Work® Türkiye CEO’su Eyüp Toprak, “Tüm bu zorlu koşullar elbette en çok liderleri ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek isteyen organizasyonları zorluyor. Great Place To Work®’ün global araştırmasında çıkan sonuç oldukça çarpıcı: Genç kuşak çalışanların beklentilerini yerine getirmek, tüm diğer jenerasyonları da pozitif etkiliyor” dedi.
Aynı araştırmada öne çıkan bir başka çarpıcı sonucun, genç kuşak çalışanların %67’sinin, yönetim ve liderlerin eylemlerinin sözleriyle örtüşmediğine inanmaları olduğuna değinen Toprak, “Milenyum kuşağının liderlerine olan inanç eksikliği daha önce de ortaya atılmıştı. Objektif olarak bakıldığında, onlar kendilerinden önceki nesillerin zıt görüş ve ihtiyaçlarıyla büyüyen bir sınıf. Onlar, işyerindeki etkilerinin farkında olan, gelenekleri bozan ve sürekli yenilikçi olan kişiler. Dolayısıyla liderlerinin ve şirket üst yönetiminin harekete geçerek kendileriyle aynı dalga boyunda faaliyet gösterecek şekilde kendilerine uyum sağlamalarını bekliyorlar” dedi.
“En etkileyici sonuç ise kendilerini etkileyen işyeri kararlarına dahil olan milenyum kuşağı çalışanlarının, rollerinde ellerinden gelenin en iyisini yapma olasılıklarının 4 ila 64 kat daha fazla olması” diyen Toprak, “Milenyum kuşağı çalışanlarıyla ilgili önemli bir başka tespit de, işyeri kararlarına dahil olmalarının, yan haklardan çok daha fazla önemli olduğu. Tüm nesiller arasında milenyum kuşağı, işyeri kararlarına katılıma çok daha fazla değer veriyor. Özetle milenyum kuşağı çalışanları, kendilerini ilgili ve bağlı hissederlerse daha üretken oluyorlar, bağlılık gösteriyorlar ve şirketlerini arkadaşlarına çalışmak için harika iş yeri olarak öneriyorlar. İster milenyum kuşağı isterse diğer jenerasyonlar olsun, yetenekleri çekebilecek ve elinde tutabilecek işyeri yaratmak çaba gerektiriyor. En İyi İşverenler™ bunu düzenli çalışan deneyimi anketleri yaparak, şirketlerinin hedeflerini net bir şekilde tanımlayarak ve hem bireyselliğe değer verip hem de çalışanlar arası bağlar kurarak başarıyorlar. Bu üç önemli noktada başarı sağlayan liderler ve organizasyonlar, artan çalışan bağlılığı ve daha düşük işten ayrılma oranları yakalıyorlar” dedi.
“Mükemmel Bir Kurum Kültürü Sürdürülebilir Başarının Anahtarı”
Youthall CEO’su Emre Aykan, “Araştırmamıza katılan milenyum gençliğinin %56.6’sının, şirket kültürü içinde güven ve özgürlük kavramlarına büyük bir önem verdiğini gözlemliyoruz. Bu kavramı, duygusal ve psikolojik olarak sağlıklı bir iş ortamı, etkili iletişim, kişisel gelişim olanakları, adil davranış, değer verme, iş-yaşam dengesi, yöneticilerin takdiri ve verilen sözlerin tutulması gibi talepler takip ediyor. Milenyum gençliği için iş sadece bir görev olmayıp kişisel tatmin, başarı hissi, toplumsal katkı ve kişisel gelişimle de ilişkili… Y kuşağı, bu beklentilerini iş dünyasına açıkça iletiyor: ‘İş yerinde değerli ve etkili hissetmek, yaptığım işten gurur duymak ve takım çalışmasıyla işe anlam katmak istiyorum!’ Tüm bu beklentilere yanıt veren şirketler, çalışanların bağlılığını ve motivasyonunu artırmanın yanı sıra yetenekli çalışanları çekme ve elde tutma konusunda avantaj elde ediyorlar. Dolayısıyla, mükemmel bir kurum kültürü, çalışan beklentilerine cevap verdiği noktada sürdürülebilir başarının anahtarı haline geliyor” dedi.
Y kuşağı, diğer kuşaklardan teknolojiye olan hakimiyeti, yeniliklere açıklığı ve iş hayatından yüksek beklentileri ile ayrılıyor.
Fırsat ve gelişim: Y kuşağının iş dünyasındaki ilk beklentisi
Y kuşağı, iş dünyasına geldiğinde kendini geliştirme ve büyüme arzusunu taşıyor. Bu kuşak, statik bir işte uzun süre çalışmayı değil, sürekli öğrenmeyi ve gelişmeyi tercih ediyor. İş yerlerinin bu beklentiyi karşılaması için fırsatlar sunması önemli. Örneğin şirket içi eğitim programları, mentorluk imkanları ve projelerde daha fazla sorumluluk alma şansları, Y kuşağı için iş yerini cazip kılabilir.
Esneklik ve denge: İş ve özel hayatın uyum içinde olması
Y kuşağı için iş ve özel hayat arasındaki denge büyük bir öncelik taşıyor. Sabit çalışma saatlerine bağlı kalmak yerine esnek çalışma saatleri veya uzaktan çalışma imkanları, bu dengeyi kurmalarına yardımcı olabilir. Özellikle pandemi sonrası birçok şirket uzaktan çalışmayı kalıcı hale getirdi ve bu, Y kuşağının iş yerlerine olan taleplerini karşılamada önemli bir adım oldu.
Değerlendirme ve geri bildirim: Performansın izlenmesi ve iyileştirilmesi
Y kuşağı, işlerini sürekli olarak değerlendirmeyi ve geri bildirim almayı bekliyor. Yıllık performans değerlendirmeleri yerine, daha sık ve anlık geri bildirimlerle daha iyi çalışabiliyorlar. İş yerlerinin açık iletişim ve şeffaflık kültürünü benimsemeleri, Y kuşağının motivasyonunu artırabilir ve iş yerinde daha iyi sonuçlar elde etmelerine yardımcı olabilir.
Kültür ve değerler: İş yerindeki değerlerin önemi
Son olarak Y kuşağı için iş yerinin kültürü ve değerleri çok önemli. Bu kuşak sadece maddi kazançlara odaklanmıyor; aynı zamanda şirketin toplumsal sorumluluklarını ve sürdürülebilirlik çabalarını da dikkate alıyor. İş yerlerinin bu değerlere saygı göstermesi, Y kuşağının iş yerine daha bağlı hissetmesini ve şirketin bir parçası olarak gurur duymasını sağlayabilir.