#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
yesil universite nasil olur

Yeşil Üniversite Nasıl Olur?

Ece Ayhan bir şiirinde şöyle sormuştu: “Düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?” Peki, binalarıyla, yerleşkesiyle, yollarıyla, enerji yönetimiyle çevre dostu bir üniversite nasıl kurulur? Aslında maddi yapıdaki bu dönüşüm de yeterli değil. Söz konusu olan bir üniversite yani toplumsal bilgi üretiminin en önemli merkezinden bahsediyoruz. O nedenle bir üniversitenin “yeşil” olması için “manevi ve düşünsel evreninin” de sürdürülebilirliğe uygun olması gerekmez mi? Ders müfredatlarından, öğrencilerin çevre kulüplerine, araştırma merkezleri ve enstitülerden araştırma projelerine, yayınlara ve kamuoyuna dönük bilgilendirme çalışmaları na kadar uzanan bu “düşünsel evren” olmaksızın bir üniversiteye yeşil demek mantıklı görünmüyor. Bu konuda dünyada çok sayıda girişim ve çalışma var. Geçtiğimiz günlerde Yeşil Tesisler konferansında konuşan Almanya Trier Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Klaus Rick, Birkenfeld’deki kampuslarının nasıl eko-endüstriyel bir parka dönüştüğünü anlatırken büyük bir hayranlıkla izledik. Üniversitelerinin 1996 yılından beri nas l “Sıfır Karbon” unvanı taşıdığını gururla anlatırken bizim aklımızdan tabii kendi üniversitelerimiz geçiyordu.

Çevre Dersleri Geliyor
Küçük bir kuşbakışı gözlem bile, bizim üniversitelerimizin de bu konuda harekete geçtiklerini gösteriyor. Binaların ne kadar çevre dostu olduğu da dikkate alınıyor, alternatif enerji kaynaklarının nasıl kullanılacağı da. Örneğin Özyeğin Üniversitesi, Çekmeköy’de kuracağı yeni yerleşkesi için yeşil binalara verilen LEED sertifikasını almayı hedefliyor. 9 Eylül ve Uludağ Üniversitesi gibi eğitim kurumları bünyelerinde Çevre Araştırma Merkezleri barındırıyor. Özyeğin Üniversitesi gibi Yüzyıl Üniversitesi de yakın zamanda yeşil kampus kurma çalışmalarına başlamış durumda. Devlet üniversitelerinden Muğla Üniversitesinin de yeşil kampus konusunda önemli adımlar attığını biliyoruz. Bilgi Üniversitesi, yakın zamanda inşa etmiş Santral Kampusunun enerji ihtiyacını yenilenebilir enerjiyle sağlamayı hedefliyor. Yenilenebilir enerji alanındaki çalışmalara hız verebilmek için Kadir Has, Bahçeşehir ve Bilgi gibi üniversiteler bünyelerinde Enerji Sistemleri Mühendisliği bölümleri açtılar. Bahçeşehir Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM), iklim değişikliği, yeşil yakalılar, çevreci sivil toplum kuruluşları ve Türkiye Yeşil Kentler Endeksi gibi konularda araştırmalar yayınlıyor. Bütün bu çalışmaların sonuçlarını önümüzdeki dönemde göreceğiz. Belki bir de son olarak üniversite bünyelerindeki çevre kulüplerinden bahsetmek gerek. Birçok üniversitede kurulan bu kulüpler bugüne kadar, çevre konusunu genel bir protesto aktivistliği temelinde ele aldılar. Ama önümüzdeki dönemde önlerine yeni bir misyon çıktığını söyleyebiliriz. Genel geçer protestolar, tepkiselci hareketler yerine, içinde bulundukları kurumu, yerleşkeyi, amfileri değiştirmeyi hedefleyen; bunun için yönetimlerle müzakere eden ve çevre alanının ihtiyaç duyacağı bilgi ve insan kaynağının gelişimine katkı sunan çevre kulüpleri, hem üniversitelerinin, hem de dünyanın değişimine katkı sunabilirler. Her şey bir adımla başlıyor. Unutmayın, sizin için küçük olan bu adımlar diğer bireylerinkiyle birleştiğinde, dünya için hiç de o kadar küçük olamayabilir…

Bahçeşehir Üniversitesi
Çevre Araştırmaları Merkezi Kurulacak

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünün müfredatındaki Çevre Politikaları dersinde Sürdürülebilirlik, Küresel İklim Değişikliği ve Çevre Hareketleri ele alınıyor. Ekonomi Bölümü’nde “Doğal Kaynaklar ve Çevre Ekonomisi” dersi veriliyor. İklim Değişikliği konusunun müfredatta daha fazla yer alması ve ileride yüksek lisans düzeyinde de değerlendirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Müfredat dışında, çevreyle ilgili ortaya çıkan yeni kavramları anlamak ve çevre-toplum ilişkisini incelemek sosyal bilimler alanında yapılan araştırmaların sayısı artıyor. Örneğin Bahçeşehir ve Boğaziçi üniversitelerince yürütülen TÜBİTAK destekli “Türkiye’de Çevre Koruması ve Politikalarında STK’ların Rolü” araştırma projesinde Çevre alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının (STK) birbirleriyle olan ilişkileri, donörlerle olan ilişkileri, devletle olan ilişkileri ve ulusötesi aktörlerle olan ilişkileri ayrıntılı olarak, niteliksel araştırma yöntemleri kullanılarak incelendi. Ayrıca, sosyal bilimlerde çevre konularında, ulusal ve uluslararası nitelikte, bilimsel araştırma, uygulama, eğitim ve öğretim, dokümantasyon ve veri çalışmaları yapmak, Türkiye ve dünyada çevre politikaları ve ekonomisi uygulamalarını araştırmak, politika önerileri geliştirmek, Avrupa Birliği Çevre Faslının takibi ve desteklenmesi için bir Çevre Araştırmaları Merkezi kurulması planlanıyor. Betam’ın Araştırmaları Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (Betam) bünyesinde yeşil yakalılar, organik tarım, Türkiye’de çevre sorunları, çevreci sivil toplum ve örgütlenme, iklim değişikliği, Kopenhag müzakere süreci, medyada çevre ve Türkiye’de ve dünyada gençliğin çevre olgusuna ve çevre sorunlarına bakışı üzerine araştırmalar yayınlandı. 2008 Haziran’da “Türkiye’nin İklim Değişikliğine Uyum Kapasitesinin Geliştirilmesi” Birleşmiş Milletler Ortak Programı başlatıldı. Ana faydalanıcısı Çevre ve Orman Bakanlığı olan proje çerçevesinde yürütülen ve iklim değişikliğine uyum stratejisinin ilkelerinin ve önceliklerin belirlenmesine bir zemin oluşturmayı hedefleyen çalıştaylara Betam da bir temsilciyle katıldı. Enerji Sistemleri Mühendisliği 2006-2007 eğitim yılında ilk öğrencilerini alan Bahçeşehir Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü’nde yenilenebilir enerji, konvensiyonel enerji ve enerji yönetimi alanlarında lisans düzeyinde Enerji Sistemleri Mühendisliği Lisans Programı yüksek lisans düzeyinde de Enerji ve Çevre Yönetimi Yüksek Lisans Programı yürütülüyor. Bölümdeki araştırmalar güneş, rüzgar, hidrojen, biyokütle, jeotermal enerjileri alanlarında yoğunlaşıyor. Bu bölüm mezun olduktan sonra enerji alanında çalışmayı düşünen yeşil yakalılar için yerinde bir seçenek oluşturuyor. Antalya Güneş Evi Projesi Ekolojik mimari alanında Bahçeşehir Üniversitesinde çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Bengü Uluengin’in projesini çizdiği Antalya Güneş Evi buna iyi bir örnek. Ekoev modeli oluşturacak güneş evinin tüm elektrik ihtiyacını güneş enerjisinden karşılayacak ve su ihtiyacının büyük bir bölümü yağmur eleme sistemlerinden sağlanacak. Güneş-ev’de elektrik tüketimi A+ sınıf elektrikli aletler kullanılarak minimize edilecek ve ısıtma, pasif iklimlendirme ve güneş mimarisine ek olarak yüksek verimli güneş kolektörleriyle karşılanacak. Çevre ve Enerji Kulübü Bahçeşehir Üniversitesi Çevre ve Enerji Kulübü, güncel çevre konularının irdelendiği, konunun uzmanlarının ve öğrencilerin katıldığı etkinlikler yapıyor. Geçtiğimiz yıllarda çevreci sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini ve yerel yöneticileri davet edip geri dönüşüm, temiz enerji ve iklim değişikliği konularında çeşitli panel ve seminerler düzenlediler.

İstanbul Bilgi Üniversitesi
Yeşil Elektrikten Küresel İlkeler Sözleşmesine

İstanbul Bilgi Üniversitesi, FİNA Enerji ile yaptığı anlaşma doğrultusunda 1 Şubat 2010 tarihi itibariyle, tüm kampuslarında yeşil elektrik kullanarak çevre konusunda önemli bir adım attı. Bu adım aynı zamanda, BİLGİ’nin yeşil elektrik kullanılan kampusları Kuştepe, Dolapdere ve Santral’in önümüzdeki günlerde ev sahipliği yapacağı çevre, sürdürülebilirlik ve enerji odaklı akademik ve sosyal faaliyetlere de temel oluşturuyor. Yapılan anlaşma doğrultusunda BİLGİ’nin enerji tüketiminde, önemli bir tasarruf sağlanarak ekonomiye de katkıda bulunması öngörülüyor. Bu girişim ayrıca, karbon salımını önleyerek çevreye ilişkin kurumsal sosyal sorumluluğunu yerine getirmenin yanı sıra BİLGİ’nin küresel sorumluluğu konusunda da önemli bir örnek teşkil etmektedir. Ayrıca, solar ve rüzgâr enerjisi gibi alternatif enerjilerin kullanım olasılıklarını da araştırılıyor. Öğrencilerimizin, öğretim üyelerimizin ve idari personelimizin geri dönüşüm konusunda farkındalık kazanmaları için özel olarak tasarlanmış ve estetik açıdan da Bilgi’nin kimliğine uygun geri dönüşüm kutuları bütün kampuslarımıza yerleştirildi. Yeşil Kampuslar ve Yeşil Ev Dolapdere kampusu Yeşil Bina konseptine uygun olarak çelik konstrüksüyonla inşa edildi ve bu nedenle ödüller kazandı. Yeşil Bina konseptimizi diğer kampuslara taşıyıp sıfır sera gazı salımı ilkesinden hareketle SantralIstanbul Kampusunda bir YEŞİL EV inşa etmeyi planlıyoruz. Yakın zamanda Santral’de böyle bir bina öğrencilerimizin, araştırmacıların, iş çevrelerinin, mimarların, mühendislerin ve yatırımcıların dikkatine sunulacaktır. Reklamcılık Öğrencilerinden Çevre Kampanyaları Özellikle öğrencilerimizin çevre, enerji ve sürdürülebilirlik konularında donanımlı olmaları için ders programımıza bu konularda özel modüller ekledik. Çevre uzmanları mız bu modüllerle birlikte öğrencilerimizin donanmalarına katkıda bulunacak ve çevreye uyumlu, barışık öğrencilerin yetiştirilmesine katkıda bulunacaklar. Ayrıca, reklamcılık öğrencilerimiz ise çevre kampanyaları hazırlayıp bunları Üniversitenin kullanımına sunacaklar. Şu anda üç kampanya metni ve kurgusu hazırlamış olan öğrencilerimizin yaratıcılığı parmak ısırtıyor. Çevre Uygulama ve Araştırma Merkezi Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezimiz, YÖK izniyle geçtiğimiz ay kuruldu. Bundan böyle Çevre konusundaki çalışmalar bu merkez tarafından koordine edilecek ve disiplinler arası bir yaklaşımla konular ele alınacak. Haliç ve çevresiyle başlayıp İstanbul, Marmara, Türkiye, Karadeniz, Ortadoğu ve Orta Asya’ya ışık saçan bir merkez olmayı planlıyoruz.

Müfredat da Yeşilleniyor
Çevre ekonomisi, sürdürülebilirlik, yeşil mimari, yeşil mühendislik, sosyal sorumluluk, AB Çevre Politikaları, Gerilla reklamcı lığı, küresel ısınma, iklim değişikliği, çevresel göç gibi derslerimiz hali hazırda mevcut. Mühendislik Fakültesi ve Mimarlık Fakültesi henüz devreye girdi. Yakında Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik temasını işleyen bir Yüksek Lisans Programının devreye girmesi için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Sertifika Programı Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik konusunda bir Temel Eğitim Sertifika Programı hazırlığımız devam ediyor. Çok yakın bir zamanda bu bilgiyi kamuoyu ile paylaşacağı z. Dört yıldan buyana Bölgesel Çevre Merkezi (REC) ile Karadeniz Havzasında bulunan ülkelerde Sürdürülebilir Kalkınmanın gerçekleşebilmesi için Yaz Seminerleri gerçekleştirmekteyiz. Her yıl Karadeniz ülkelerinin ilgili bakanlıklarından ve sivil toplum kuruluşlarının uzmanlarının katılımıyla on gün SantralIstanbul’da, on gün de Venedik Üniversitesinde olmak üzere bir okul düzenlemekteyiz. Böylelikle İstanbul’un çevre uzmanlığı konusunda bir hub olmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Küresel İlkeler Sözleşmesi İmzalandı
Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (Global Compact) ile birlikte Birleşmiş Milletler PRME ilkeleri (Principles of Responsible Management Education) imzacısı olmamız nedeniyle çevre konularında sorumlu bir eğitim anlayışı sergilemek ve bu çerçevede davranmak konusunda Birleşmiş Milletlere taahhütte bulunmuş bir üniversite olarak çevreye ışık saçmaya ve BİLGİLİ bir toplumun yaratılmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz.

Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi
Sürekli ve Dengeli Kalkınma İlkesini Benimsiyoruz
Doğal ve kültürel çevre değerleri üzerinde oluşan baskılar sonucunda insanoğlu, geçmişte ekonomik kalkınmanın çevre üzerindeki baskısından kaygılanırken, şimdi ekolojik baskıların, yani toprağın bozulmasının, su, atmosfer, orman faktörlerinin ekonomik beklentiler üzerindeki etkilerinden kaygı duymaktadır. Bunun sonucunda da ekoloji ve ekonomi birbirine giderek daha çok kenetlenmekte ve bu hem yerel, hem bölgesel, hem ulusal, hem de global çapta bir etki tepki ağı haline dönüşmektedir. Günümüzde dünya, çevreye zarar vermeksizin kalkınmayı sağlayabilmenin ancak “sürekli ve dengeli kalkınma” ilkesinin benimsenmesiyle mümkün olabileceğinden hareketle, sürekli ve dengeli kalkınma ile gelecek kuşakların kendi gereksinimlerini karşılayabilme yeteneğinden ödün verilmeksizin, bugünün gereksinimlerinin karşılanması gerektiğini benimsemiştir. Sonuçta, kalkınmayı durdurmadan, refahı azaltmadan çevreyi ve doğal kaynakları korumayı amaçlayan bu görüş doğrultusunda uluslararası anlaşmalarla global hedefler saptanırken, diğer yanda bölgesel ölçekte ülkeler kendi yerel koşullarından kaynaklanan sorunların çözümüne yönelik politika, plan ve program çalışmalarını başlatmışlardır. Ulusal ve Uluslararası Projeler Merkezimiz de kuruluşundan itibaren aşağıda belirtilen hedefler doğrultusunda bugünün gereksinim ve beklentilerinin geleceğin gereksinim ve beklentilerinden ödün vermeksizin karşılanmasının yollarını aramak amacına dayanan sürekli ve dengeli kalkınma ilkesini benimseyerek çalışmalarını ulusal ve uluslararası ölçekli projelerle sürdürmektedir;
• Çevre sorunları ile ilgili çeşitli alanlarda, bilimsel ve uygulamaya yönelik araştırmalar yapmak, sorunların çözümü için teknikler geliştirmek, kamu ve özel teşebbüse çevre sorunlarıyla ilgili projeler hazırlamak ya da hazırlatmak, standartlar belirlenmesinde katkıda bulunmak, bilimsel raporlar vermek, teknoloji transferi ve fizibilite raporları hazırlanması konusunda teknik danışmanlı k hizmetleri yürütmek,
• Yerel Yönetimler gibi uygulayıcı birimlere “Alan Kullanım Kararları”na yönelik, Master Plan ve Projeler üretmek,
• Üniversitenin farklı birimlerinde, çevre sorunlarının çözümü ile ilgili, çeşitli alanlarda yürütülen bilimsel ve teknik araştırma ve uygulamaları teşvik etmek ve desteklemek,
• Üniversitede çevre sorunları alanında araştırma ve uygulama yapacak öğretim elemanı ve öğrenci yetişmesini teşvik etmek, bunun gerçekleşmesi için gerekli ortam ve imkânları hazırlamak,
• Yurt içindeki ve dışındaki benzer kuruluş ve merkezlerle işbirliği yapmak ve bilgi alışverişinde bulunmak,
• Çevre sorunları alanındaki çalışmaları teşvik etmek, duyurmak, bilgi alışverişini hızlandırmak ve kamuoyunu aydınlatmak amacı ile eğitim programları, seminer, kurs ve konferanslar düzenlemek, gerektiğinde bu çalışmalarla ilgili sertifikalar vermek ve yayınlar yapmak, • İlgi alanına giren konularda, eğitimöğ retim yapmak ya da görgü ve bilgi arttı rmak üzere kısa ya da uzun süreli yurt içi ve yurt dışı ilişkilerde bulunmak, gibi hedefler bu kapsamda özetlenebilir. Bilinmektedir ki bu hedefler, her demokratik ortamda olduğu gibi ancak bilgi üretimiyle, yasama, yürütme, yargı, medya ve sivil toplum örgütleri ile sağlanan birliktelik içinde ortaya konabilir ve ulaşılabilir. Bu yüzden Merkezimiz her konum ve koşulda çevre olgusunun doğasına uygun bir biçimde çok uzmanlı olarak bilgi üretimine ayrı bir özen göstermektedir. Böylece toplumu bilinçlendirme ve çevre bilincinin geliştirilmesi çok daha gerçekçi olacaktır. Güneş Enerjisi Enstitüsü: https://eusolar. ege.edu.tr/

Özyeğin Üniversitesi
LEED Sertifikalı Bir Kampus
Özyeğin Üniversitesini 2008 yılında maddi yönden erişilebilir ve girişimci bir araştırma üniversitesi olarak kurduk. Üniversitemizin büyük önem verdiği konulardan sürdürülebilir yaşam ve çevre kavramlarını bizzat öğretmeye ve kampus hayatına entegre etmeyi amaçlıyoruz. Hedefimiz inşa edilmekte olan Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy kampusunun bütün binalarının çevre dostu binalara yönelik uluslararası arenada kabul görmüş bir sertifika sistemi olan LEED sertifikasına sahip olması. Doğal malzeme kullanımının ön plana çıktığı Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy kampusu binalarının tanımlayıcı özellikleri ışık ve şeffaflık olacak. Esnek ve modüler bir anlayışla inşa edilen kampus, kaynak ve işletme maliyetlerinin ekonomik kullanımıyla sürdürülebilirlik konusunda bir örnek teşkil edecek. Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi (EÇEM) Özyeğin Üniversitesi Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi (EÇEM), 2009 yılında Prof. Dr. M. Pınar Mengüç’ün Akademik Direktörlüğü’nde kuruldu. EÇEM, enerji, çevre ve ekonomi konularını bütüncül bir yaklaşımla ele alan Türkiye’de kurulmuş ilk araştırma merkezi olma özelliğini taşıyor. EÇEM üç ana konuya odaklanacak:
1) Yenilenebilir enerji kaynakları konusunda yürüteceğimiz nano ve mikro boyuttaki mühendislik çalışmaları;
2) endüstride enerjinin en üst düzeyde tasarruflu kullanımını amaçlayan ışınımla ısı aktarımı prensiplerinin mühendislik tasarımı ve uygulamalarında etkin kullanımına dönük araştırma ve uygulamalar
3) İstanbul gibi dinamik kentlerde sürdürülebilir yaşam ile ilgili konuları ele alacak ve iklim değişikliklerinin gelecekteki enerji kullanımı ve üretimini, çevresel ve ekonomik faktörler açısından etkilerini inceleyecek kentsel çözümler alanındaki çalışmalar. EÇEM ilk olarak İstanbul’un iklim değişikliklerinin etkilerini ciddi biçimde hissedecek en büyük metropollerden biri olacağı öngörüsüyle Sıfır İstanbul 2050 adı verilen girişiminde liderlik rolünü üstlendi. İstanbul’da bugünkü mevcut koşulların aynen devam edileceği varsayılırsa ve büyüme oranı herhangi bir plan ve kontrole tabi tutulmazsa, şehrin neden olacağı iklimsel etkiler, özellikle de dar bir Boğaz ile Marmara Denizi’nden Karadeniz’e uzandığı dinamik bir alan üzerinde yer aldığı düşünülürse, oldukça şiddetli olacak. İstanbul’da meydana gelebilecek önemli bir değişiklik, bütün bölgeyi ve Avrupa’yı etkileyebilir. Sıfır İstanbul 2050 çalıştaylarında, enerji ihtiyaçlarındaki ciddi artışın olası etkilerini ve bunun yerel ve küresel iklim değişiklikleri, kirlilik ve kentsel büyüme üzerindeki sonuçlarını ve böyle bir değişikliğin neden olacağı sosyal problemler konunun paydaşlarının katılımıyla ele alınıyor. Sıfır İstanbul 2050 çalıştaylarının, doğru stratejiyi değerlendirebilmek için bütün paydaşları bir araya getirecek bir köprü görevi görmesi hedefleniyor. İlki 2010 Mayıs ayında, üniversiteler ve iş dünyasının katılımıyla düzenlenen Sıfır İstanbul 2050 çalıştayı önümüzdeki aylarda düzenlenmeye devam edecek. Sektörlere Sürdürülebilirlik Eğitimleri Enerji, çevre ve ekonomi konularının beraber işlendiği bir ortam hazırlanması ve sunulması açısından EÇEM’in Özyeğin Üniversitesi’ndeki rolü oldukça önemli. EÇEM yeşil iş sektörlerinde etkin rol alacak mühendislerin ve işletme mezunlarının Özyeğin bünyesinde eğitimlerine katkıda bulunacak bir dizi seminerler düzenlemeyi amaçlıyor. Ayrıca yakın zamanda değişik sektörlere sürdürülebilirlik üzerine eğitimler vermeyi ve Yeşil Sertifika ile katılımcıların çabaları

Çevreye Duyarlı, Enerji ve Su Tutumlu Bir Yerleşke Nasıl Olmalıdır?
Bir yerleşkeye, küçük bir kent gibi bakılabilir. Bir yerleşkenin çevreye duyarlı olabilmesi için bu duyarlılığını giriş kapılarından itibaren hissettirmelidir. Giriş kapısından itibaren yeşil renk hakimiyeti görülebilmelidir. Yerleşkelerde insanları yormayan yürüme yolları olmalı ve herkes ulaşmak istediği binaya bu yürüme yollarını kullanarak ulaşmalıdır. Bunun için giriş kapılarında yer altında veya yer üstünde doğa ile uyumlu otoparklar olmalıdır. Yürüme yolları tartan pistler gibi olmalı ve her iki yanında yeşil alanlar, çiçekler ve ağaçlar bulunmalıdır. Yağmurdan korunmak için cam malzemeden korunaklar da yapılabilir. Yerleşke içinde trafik lambaları kullanılacak ise, bu lambalar güneş enerjisi ile çalışmalıdır. Yerleşkenin aydınlatması ise hem güneş hem de rüzgâr enerjisi ile yapılmalıdır. Aydınlatma için ise enerji verimliliği yüksek kompakt fluoresan lambalardan yararlanılmalıdır. Yerleşkede ve binalarda elektrik enerjisi gerektirecek cihaz kullanımı için öncelikle enerji verimliliği yüksek cihazlar seçilmeli sonra güneş, rüzgâr, biyokütle ve doğal gazdan yararlanma yolları araştırılmalıdır. Yerleşke içinde güneş enerjisi ile çalışan bir raylı ulaşım sistemi kurulabilir. Bisiklet yolları yapılabilir. İnsanların beslenme ihtiyaçlarını karşılamak üzere besin değeri yüksek ev yemekleri yapan işletmelere yer verilebilir. Mevsimsel meyve satışlarının yanı sıra yerleşke içinde gazete ve kitap satışı yapılabilir. Ağaçlık bölgeler oluşturularak bu bölgelerde oturarak kitap okuma ve dinlenme ihtiyaçları için alanlar oluşturulabilir. Çeşitli spor amaçlı alanlar oluşturulabilir. Yerleşke içindeki binalar elden geçirilerek tüm binaların yalıtımlı olması sağlanabilir. Gözü bozmayacak ve insan konforunu sağlayacak renkte boyalar kullanılarak sınıflar oluşturulabilir. Sınıflarda ergonomi ve akustik dikkate alınmalı, taze hava ihtiyacı için havalandırma, ısıtma ve soğutma yapılmalı; binalarda insana ve doğaya zarar vermeyen yüksek kaliteli boya ve yapı malzemeleri kullanılmalıdır. Yapı malzemeleri enerji tutumlu olmalıdır. Binaların ve sınıfların güneş ışığı ile doğal olarak aydınlatılması da önemlidir. Isıtmada güneş enerjisinden ve aydınlatmada güneş ışığından en iyi şekilde yarar sağlayan mimari yaklaşım benimsenmelidir. Kış aylarında güneş enerjisinden yararlanmak için binaların güney yönüne güneş seraları kurulmalıdır. Camlar, kaliteli çift cam olmalıdır. Binalarda su ve elektrik kullanımında otomasyona gidilmeli ve su kullanımı ile aydınlatma, gerektiğinde ve gerektiği kadar yapılmalıdır. Yeşil alanlar otomatik sulama sistemleriyle sulanmalı ve gerektiğinde damla sulama tekniği kullanılmalıdır. Yerleşke ve bina içlerinde oluşacak elektromanyetik kirliliğinin en alt seviyede olmasına özen gösterilmelidir. Binaların ısıtma ve soğutma ihtiyaçları için önce çok iyi yalıtım yapılmalı, sonra mümkünse toprak kaynaklı ısı pompaları kullanılmalıdır. Yine mümkünse, yerleşke içindeki ısıtma ve soğutma merkezi sistem kullanılarak yapılmalıdır. Bunun için jeotermal enerjiden ve doğal gazdan da yararlanılabilir. Ek enerji ihtiyaçları için güneş, biyokütle ve rüzgâr enerjisinden yararlanılmalıdır. Yalıtımsız boru sistemlerine yalıtım yapılmalıdır. Binalarda kullanılan bilgisayar sistemleri kullanılmadıkları zaman kapatılmalıdır. Bir yerleşke de mümkünse “yavaş şehir” kuralları uygulanmalıdır. Bu kapsamda Ege Üniversitesinde, Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi aracılığı ile ulusal ve uluslararası konferanslar düzenlenmekte ve bilinçlendirme çalışmaları yapılmaktadır. Lisansüstü tez çalışmaları ile hem üniversitenin hem de Türkiye’nin çevre sorunları masaya yatırılmakta ve çözüm önerileri sunulmaktadır. Güneş Enerjisi Enstitüsü aracılığı ile ise biyokütle, biyogaz, güneş, jeotermal ve rüzgâr enerji üzerine çalışmalar yapılmakta ve yerleşkenin çeşitli bölgelerinde güneş ve rüzgâr enerjili trafik lambaları ve aydınlatma cihazları kullanılmaktadır.

Dr. Hüseyin GÜNERHAN Ege Ü. Çevre Merkezi Müdür Yrd.
İki Yeşil Üniversite: Harvard ve Cornell
Dünyada sıkı bir yeşil kampus yarışı başladı. Yeşil kampuslar konusunda öncü okullardan biri olan Harvard Üniversitesi 2006- 2009 döneminde sera gazı salımlarını yüzde 7 oranında düşürmeyi başarmış; 2016 yılına kadar da sera gazı salımlarını yüzde 30 azaltmayı hedefliyor. Harvard’da, bu hedefi gerçekleştirebilmek için sera gazı azaltım stratejilerini belirlemek üzere öğrenci ve öğretim üyelerinden oluşan beş ayrı çalışma grubu kurulmuş. ABD’nin diğer bir köklü üniversitesi olan Cornell da, öğretim görevlileri ve öğrencileriyle el ele verip kampusunu yeşillendiriyor. Cornell tarafından hazırlanan İklim Eylem Planı, öğretim üyeleri, çalışanlar ve öğrencilerin dahil olduğu 700 kişinin katkılarıyla oluşturulmuş. Üniversitenin yeşil gelişim bölümü, yeşil alan planlaması ve enerji planlaması gibi alt başlıklarla ilgileniyor. Alternatif ulaşım, okulun ulaştırma bölümünün sürdürülebilir hale getirilmesi ve araç filosunun hem üniversite içinde hem de bölgede çevre dostu hale getirilmesi konusunda çalışıyor. Cornell Üniversitesi bünyesinde, başta biyoyakıt olmak üzere, yenilenebilir kaynaklar ve karbon ofseti üzerine çalışan birimler de var.

EkoIQ Editör