“İşte Bu Her Şeyi Değiştirir” kitabıyla tanınan gazeteci ve aktivist Naomi Klein’ın bugün (17 Eylül) yayımlanan kitabı “On Fire: The (Burning) Case For A Green New Deal”, Yeşil Yeni Düzen’e odaklanıyor. The Guardian’dan Natalie Hanman’ın Klein ile gerçekleştirdiği röportaj iklim krizinin hâlâ karşılaştığımız diğer krizlerden yalıtılmış; onlarla olan bağı koparılarak ele alınmasını ve krize dair çözümleri tartışıyor.
Yazı: Gülce DEMİRER
Bu haberin orjinali The Guardian’da yer almaktadır. EKOIQ’nun da içinde bulunduğu 250’den fazla haber platformunun Covering Climate Now projesi ile ortaklığı kapsamında yayınlanmaktadır.
“İşte Bu Her Şeyi Değiştirir” ile tanınan ve New York Times En Çok Satan yazarlarından, gazeteci ve aktivist Naomi Klein’ın bugün (17 Eylül) yayımlanan kitabı “On Fire: The (Burning) Case For A Green New Deal”, adil ve gelişmekte olan bir toplum için Yeşil Yeni Düzen gibi çarpıcı bir iklim eylem planının önemine odaklanıyor.
The Guardian’dan Natalie Hanman’ın, Klein ile kitabı üzerine gerçekleştirdiği röportajda Klein iklim krizine dair çözümleri, 16 yaşındaki İsveçli genç iklim aktivisti Greta Thunberg’i, küresel ısınma sebebiyle çocuk sahibi olmak istemeyenlerin gerçekleştirdiği doğum grevlerini ve nasıl umutlu olduğunu anlatıyor. Kitabı yayımlamasının nedeni olarak iklim krizinin hâlâ karşılaştığımı
z diğer krizlerden yalıtılmış; onlarla olan bağı koparılarak ele alındığını ifade ediyor. Kitabındaki hakim ana çerçeveyi iklim kriziyle birlikte artan beyaz üstünlüğünün, kendini farklı şekillerde gösteren milliyetçiliğin ve çok fazla sayıda insanın zorla evlerinden olmasının oluşturduğunu söylüyor. Bu krizlerin birbiriyle kesişen ve birbirine bağlı sorunlar olduğunu ve çözümlerin de bu yönde alınması gerektiğini ifade ediyor.
Kitabındaki eskiden kalan denemelerin yer almasının sebebinin, daha önceleri iklim krizinin sol kanatta yarattığı zorluklara yeteri kadar vurgu yapmaması olduğunu söylüyor. İklim krizinin sağ hakim dünya görüşü üzerinde yarattığı etkinin daha belirgin olduğunu ancak kitabın sadece doğal kaynakların yeniden dağıtılmasıyla ilgilenen ve sonsuz tüketimi hesaba katmayan sol görüşe de bir meydan okuma olduğunun altını çiziyor.
Klein, Yeşil Yeni Düzen’in gündem maddesi olduğu ve yaşadığımız krize dair çözümler nihayet konuşulabildiği için bir nebze rahatladığını söylüyor. Yeşil Yeni Düzen’in sadece karbon vergisi veya ticaret planlarından ibaret olmadığını ve aslında ekonomimizi baştan aşağı nasıl dönüştüreceğimizi tartıştığını belirtiyor.
Bireysel Seçimler Değişim Yaratır Mı?
Karbon emisyonlarını ele aldığımızda bireysel değişikliklerin ulaşmak istediğimiz değişime pek de katkı sağlamayacağını söylüyor. Bireylerin kendi tüketim alışkanlıklarına odaklanmasının, sistemsel bir değişikliğe ihtiyacımız olduğunu konuşmaktan daha kolay bir yol olmasının da neoliberalizmin yarattığı bir olgu olduğunu belirtiyor. Neoliberalizm bireyleri birincil olarak tüketici konumuna indirgiyor. Kendi tüketim alışkanlıklarımızda yapacağımız değişikliklere odaklanmak ise politik gücümüzü görünmez kılıyor.
Greta Thunberg’in kendi hayatını acil bir duruma dönüştürmesinin bireysel olarak yaptıklarından ziyade bir aktivist olarak seçimlerini binlerce insana ulaştırıyor olmasıyla ilgili olduğunu söylüyor. Greta, elindeki gücünü iklim krizinin aciliyetine çekiyor ve birçok politikacıya ilham oluyor. Klein’ın vurgulamak istediği nokta, kendi hayatlarımızda tüketim alışkanlıklarımızı değiştiriyor olsak da bunların büyük değişiklikler yaratacağı fikrinin elle tutulur bir yanı yok.
Küresel ısınma sebebiyle çocuk sahibi olmak istemeyenlerin gerçekleştirdiği doğum grevlerinin gündeme gelmesinden mutlu olduğunu söylüyor. Hatta kendisinin de çocuk sahibi olmak için uzun yıllar beklemesinin sebebinin bu olduğunu çünkü çocuğunun ileride gıda ve suya erişim için mücadele vermek zorunda kalmasını istemediğini belirtiyor. Ancak iklim adaleti hareketine katıl
dığında daha umutlu bir yere ilerlenebileceğine inandıktan sonra çocuk sahibi olmayı hayal edebildiğini söylüyor. Asıl tartışmamız gerekenin, çocukların sıfır karbon bir gelecekte yaşayabilmesi için nasıl bir gelecek inşa etmemiz olduğunun altını çiziyor. Bu noktada Klein’a umut veren ise kararlı ve azimli yeni genç nesil olmuş. Kendi çocuğuyla somonların ağaçların sağlığı, toprak ve ayıların yaşamıyla ve bütün ekosistemle nasıl bağlantılı olduğunu konuşmasının ve günün birinde artık somon kalmadığını söylediğini düşünmesinin onu hem derinden üzdüğünü hem de mücadele etmek için motivasyon olduğunu söylüyor.