#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

İklim Kaosuna Karşı Korunması Gereken Bölgeler Haritalandı

Nature Sustainability adlı bilimsel dergide yayımlanan bir makale, toplamda 139 milyar tonluk “yeri doldurulamaz” karbon rezervinin toprak, bitki ve ağaçlarda mevcut olduğunu belirledi.

“Telafi edilemez” karbon rezervi, doğal yollarla 2050’ye kadar yenilenemeyecek nitelikteki karbonları ifade ediyor. Araştırmada, bu nitelikteki telafi edilemez karbonların %57’sinin ağaçlarda ve bitkilerde, %43’ünün de toprakta ve özellikle turbalık alanlarda olduğu saptandı.

Yıkıcı iklim değişikliğinden kaçınmak, gezegen ölçeğinde hızlı karbonsuzlaşma ve gelişmiş ekosistem yönetimi gerektiriyor. Fosil yakıtların yakılmasıyla açığa çıkan karbonun Dünya’da yeniden oluşması yaklaşık bin yıl sürüyor ve turbalıklar, mangrovlar ve yaşlı ormanlar gibi ekosistemler için karbon geri kazanımının zaman çerçevesi daha kısa (yüzyıllar) sürüyor. Yine de bu süre hala küresel ısınmanın olumsuz etkilerinden kaçınmak için kalan zaman sınırımızı aşıyor.

2010’dan bu yana tarım, ağaç kesimi ve orman yangınları en az 4.0 Gt geri dönüşü olmayan karbon emisyonlarına neden oldu. Dünyanın geriye kalan 139.1 ± 443.6 Gt geri alınamaz karbonu, arazi kullanımı dönüşümü ve iklim değişikliğinden kaynaklanan risklerle karşı karşıya. Bu riskler, proaktif koruma ve uyarlanabilir yönetim yoluyla azaltılabilir. Halihazırda geri alınamayan karbonun %23’ü korunan alanlar içinde ve %33,6’sı yerli halklar ve yerel topluluklar tarafından yönetiliyor.

2011 ve 2019 yılları arasında tahmini 4.0 Gt geri kazanılamaz karbon kaybedildi, bu da yıllık ortalama 0.45 Gt geri kazanılamaz karbon anlamına geliyor. Ağaç örtüsü ve orman kaybının sebepleri arasında, sığır eti, soya, palmiye yağı ve odun lifi için emtia kaynaklı ormansızlaşmalar ve tropik bölgelerde tarımın değişmesi ve ılıman ve kuzey bölgelerde ormancılık ve elbette orman yangınları gibi nedenler sıralanabilir.

Küresel olarak, dünyanın geri dönüşü olmayan karbonunun yarısı, yaklaşık olarak Hindistan ve Meksika’nın toplam arazi alanına eşdeğer olan, 4,9 milyon kilometrekare alanda bulunuyor. Bu da Dünya’nın geri dönüşü olmayan karbonunun yarısının, toprakların sadece %3,3’ünde yoğunlaştığı anlamına geliyor ki küresel iklim güvenliğini artırmaya yönelik hedefli çabalar için aslında bu bir fırsat. Korunması gereken yerlerin bu konsantrasyonu, mevcut ve gelecekteki risklerden geri alınamaz karbonu güvence altına alma çabalarının, öncelikle hektar başına en yüksek geri dönüşü olmayan karbon konsantrasyonuna sahip alanlara odaklanarak hızlı kazanımlar elde edebileceği anlamına gelir. Tüm geri kazanılamayan karbonun %50’si, başlıca turbalıklar, mangrovlar, tropik sulak alanlar ve tropik ormanlardan oluşan yoğun bir alanda bulunuyor.

Çalışmaya göre Güney Amerika’daki Amazon ormanlarında bulunan tropik ormanlar ve turbalık alanlar, en fazla miktarda telafi edilemez karbonun bulunduğu yerler. Harita: Guyana, Gabon ve Kamboçya’da geri dönüşü olmayan karbon ve korunan alanlar.

Diğer önemli alanlar, Kanada’nın güneyindeki ve Sibirya’nın kuzeyindeki ormanlar ve kutupaltı turbalık alanlarla Asya’nın güneydoğusundaki yağmur ormanı adaları. Kuzey Amerika’daki ılıman kuşak yağmur ormanları ve Kongo Havzası da telafi edilemez karbonların bulunduğu ve yok edilmemesi gereken önemli bölgeler.

Makalenin ayrıntılarına buradan ulaşabilirsiniz.

EkoIQ Editör