#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Z Kuşağı Dünyayı Değiştirebileceğine İnanıyor

Dünya nüfusunun %26’sını Z kuşağı oluşturuyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki iklim ve sosyal adalet konularındaki duyarlılıkları ile öne çıkan Gen-Z, bugünü olduğu kadar geleceği de şekillendirecek potansiyele sahip.

 YAZI: Sena AKKOÇ

Pew Araştırma Merkezi’nin 2021’de gerçekleştirdiği ankete göre Genç ABD’liler (X ve Y kuşağı), özellikle iklim değişikliği konusundaki katılımları ile ön planda. ABD’nin %37’si iklim değişikliğinin kendileri için en önemli endişe kaynağı olduğunu belirtirken bu oran, Z jenerasyonu için %76.

Daha yaşlı kesimler ile karşılaştırıldığında Z ve Y kuşakları, iklim değişikliği konusunda eyleme geçmeye daha istekli ve bu konu hakkında daha çok konuşuyor. Z jenerasyonunun %32’si geçtiğimiz yıl en az bir iklim eylemine dahil olduklarını belirtirken çevre temizleme kampanyaları, iklim protestoları ve değişim talebi için politikacılara yazma bu eylemler arasında.

Sosyal medya kullanımlarında da Gen Z, iklim değişikliği ve sosyal adalet konulu içeriklerle etkileşime girme konusunda daha aktif. Instagram’ın YPulse ile yürüttüğü 2021 trendleri araştırmasına göre gençlerin %52’si sosyal adalet konulu hesapları takip ediyor.

Bununla birlikte genç sosyal medya kullanıcıları, iklim değişikliği ile ilgili içerikler gördüklerinde konu ile ilgilenmeye daha çok motive oluyor. Bu oran daha yaşlı gruplarda daha düşük. Hatta daha yaşlı kullanıcılar arasında iklim değişikliği konusuna gereğinden fazla dikkat çekildiği için rahatsız olmak da yaygın bir tepki.

Z jenerasyonunun değişimin gerçekleşebileceğine en çok güvendikleri konular LGBTQ+ hakları (%85), cinsiyet eşitsizliği (%79) ve ekonomik eşitsizlik (%68) olurken değişim beklentisinin düştüğü konulardan biri ise göçmenlik politikaları (%51).

Ancak aktivizm heveslerinin yanı sıra Gen Z, iklim değişikliği ve eşitsizlikler üzerine kaygıları ile de öne çıkıyor. İklim ile ilgili içerikler, özellikle gençler arasında olmak üzere sosyal medya kullanıcıları üzerinde yoğun duygusal reaksiyonlara yol açıyor. Sosyal medya kullanıcıları arasında Z jenerasyonunun neredeyse 10’da 7’lik bir kısmı (%69) iklim değişikliği ile ilgili bir içerik gördüklerinde gelecek hakkında kaygılı hissettiğini söylüyor. Z jenerasyonunun %49’u, Y’nin ise %45’i, en son iklim değişikliği ile içerik gördüklerinde konu üzerine yeterince aksiyon alınmaması nedeniyle öfkeli hissettiklerini belirtti. X jenerasyonu (%34), Baby Boomerlar ve daha yaşlılar (%29) grubu için ise bu oran çok daha düşük.

S360’ın İklim Anksiyetesi Raporu da bu durumu destekliyor: Gençlerin %75’i geleceği korkutucu olarak tanımlıyor ve iklim değişikliğinin etkilerini hisseden ve afetlere maruz kalan gruplarda bu oran yükseliyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı Çocuk ve Gençlik Temel Grubu’nun 2021’nin başında 180 ülkeden 7.000’nin üzerinde katılımcı ile gerçekleştirdiği Gençlik Çevre Meclisi etkinliğinde de gençler, iklim değişikliğinin psikolojileri üzerindeki etkilerine ve eko-anksiyeteden depresyona birçok sorun ile baş etmeye çalıştıklarında belirtmişti. [su_pullquote]Gençlerin %75’i geleceği korkutucu olarak tanımlıyor ve iklim değişikliğinin etkilerini hisseden ve afetlere maruz kalan gruplarda bu oran yükseliyor.[/su_pullquote]

Bu kaygılardan yola çıkan Gen Z’nin %63’ü, çalıştıkları yerlerin de kendileri ile aynı kaygılara sahip olmasını ve kendi değerleri ile örten işler yapmasını bekliyor. Z kuşağını bir işte tutan sebepler ise iş kültürünü güçlendirmek (%29,4), gelişim potansiyeli (%28,2), işyeri çalışanları ile kişisel ilişkiler (%15.5), yüksek maaş (%15.3) ve yan haklar (%11.6) olarak sıralanıyor. Bir diğer araştırmaya göre ise gençlerin %70’i çalıştıkları yerde para kazanmaktan daha anlamlı işler yapmayı tercih ettiklerini gösteriyor.

Paraya Verilen Önem Azalıyor

Ancak hala eski iş yapma biçimlerinin devam ediyor olması, gençleri girişimciliğe yönlendiriyor gibi görünüyor: EY’ın 2021 Gen Z araştırmasına göre gençlerin %45’i kendi işlerini kurma olasılıklarının oldukça yüksek olduğunu belirtiliyor. Ayrıca paraya verilen önem 2019’daki araştırmaya oranla azalırken (%38’den %32’ye) dünyayı değiştirme kaygısı artış (%33’ten %39’a) gösteriyor. [su_pullquote align=”right”]Gen-Z, hem çalıştıkları şirketlerin hem de satın aldıkları markaların kendileri ile aynı kaygılara sahip olmasını bekliyor ve şirketlerin para kazanmaktan fazlasını hedeflemeleri gerektiğini düşünüyor.[/su_pullquote]

Z kuşağı yalnızca iş hayatında değil, tüketim alışkanlıkları konusunda da bu kaygılarla uyumlu hareket ediyor. “Gen-Z: Daha İyi Bir Normal İnşa Etmek” raporuna göre %85’lik bir kesim alışveriş yaptıkları markaların yalnızca kâr amacı gütmekten fazlasını yapmalarını beklerken %80 ise markaların çalışanlarının ve tüketicilerinin hayatlarını iyileştirmek için çalışmaları gerektiği fikrinde. Z kuşağının %62’si sürdürülebilir markalardan satın almayı destekliyor.

Gen-Z ayrıca ikili cinsiyet rolleri üzerinden pazarlanan ürünlere karşı şüpheci bir tavır sergiliyor. %41’i kendini gender-fluid olarak tanımlayan bir grup için bu durum çok da şaşırtıcı değil. ABD’deki bir araştırma gençlerin %70’i cinsiyetin bir insanı tanımladığı fikrini reddederken %52’lik bir kısım ise insanları cinsiyetleri üzerinden etiketlemenin eski kafalı bir davranış olduğunu düşünüyor. Pasifik Asya’daki çalışmalar da benzer bulgular içeriyor; bu araştırmaya göre ise gençlerin %73’ü heteroseksüel olmamanın bir sorun olmadığını düşünüyor.

Son olarak ise Z jenerasyonunun %75′i kendi jenerasyonlarının dünyayı değiştirebileceğine inanıyor.

EkoIQ Editör