YK Enerji çalışanları, 31 Mart’ta, İkizköy Işıkdere mevkisindeki zeytin ağaçlarının sökülerek taşınması için alana gelmişti. Zeytin ağaçlarının katledilmesi çabası tüm Türkiye’de yankı uyandırınca ertesi gün şirket personeli ve iş makineleri alandan çekildi. İkizköylüler, “Geride yaşamdan koparılmış asırlık 17 zeytin ağacı bıraktılar” dedi.
Maden Yönetmeliği’ne eklenen bir maddenin 1 Mart’taki Resmi Gazete’de yayınlanması zeytin ağaçlarının kömür madenciliği için yok edilmesinin önünü açtı. Maddeye göre, “ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere” zeytinliklerde madencilik faaliyeti yürütülebilecek ve bu faaliyetlere ilişkin tesisler inşa edilebilecek. Birçok STK yönetmeliğin iptali için dava açmasına karşın davalar sonuçlanmadan 31 Mart günü, YK Enerji çalışanları İkizköy Işıkdere mevkisindeki zeytin ağaçlarının sökülerek taşınması için alana geldi.
Haberi alan İkizköy Çevre Komitesi ve yaşam savunucuları Işıkdere’ye giderek zeytin ağaçlarının kesilmesini önlemeye çalıştı. Alandaki zeytin ağaçlarının kesilmesini önlemeye çalışan yaşam savunucuları YK Enerji’nin özel güvenlik personeli tarafından saldırıya uğradı ve darp edildi. Bölgeye gelen jandarma ekipleri ise saldırıyı engellemeye çalışanları gözaltına aldı. İkizköy’ün avukatları savcılığa şikayette bulunarak kesim işlemlerinin hukuka aykırı bir şekilde yapıldığını aktardı.
Aynı günün akşam saatlerinde İkizköy Çevre Komitesi’nden Deniz Gümüşel, Milas Jandarma Komutanlığı ile uzlaşmaya varıldığını ve iş makinelerinin çekildiğini açıkladı. Yaşananlar üzerine İkizköy Kardok Derneği adına Nejla Işık ve İkizköy Çevre Komitesi adına Deniz Gümüşel bir açıklama yaptı.
“Üstüne Titrediğimiz Ağaçlarımızı İş Makineleri Söküp Attı”
Yaşam savunucuları İkizköy’de yaşananları şu şekilde anlattı:
“31 Mart Perşembe sabahına kötü bir haberle uyandık. İkizköy’ün kamulaştırılmış Işıkdere mevkisinde üç yıldır Zeytincilik Kanunu’na dayanarak kestirmediğimiz zeytin ağaçlarımızın iş makineleri ile katledildiğini duyduk. Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Dağıtım A.Ş. 1 Mart günü yayınlanan Maden Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle zeytinlikleri maden faaliyetlerine açılmasını fırsata çevirip üç yıldır üstüne titrediğimiz ağaçlarımızı iş makineleri ile söküp attı.
Alana bizden önce gelmiş şirketin özel güvenlik güçleri ile bizimle aynı anda gelen jandarma, katledilen zeytinliğe yaklaşmamıza önce izin vermediler. Ama inatla şunu söyledik jandarmaya: ‘Burası suç mahalli ve suçlular hâlâ alanda. O yüzden biz de burada duracağız. Şirket iş makineleri ile özel güvenliği alandan çekilmeden burayı terk etmiyoruz.’
Biz haklı savunma eylemimizi yaparken bize desteğe gelen dostlarımızı alana almamak için özel güvenlik şefi ve personeli hiçbir şekilde hakları ve hadleri olmadığı halde kaba güç uygulayarak, arkadaşlarımızı hırpalayarak, coplayarak alana sokmamaya çalıştı. Bu şiddet gösterisine müdahale eden dostlarımız Volkan Çetin ve Nuri Alkoç ise yerlere yatırılarak ters kelepçelendi ve haklarında hiç işlem yapılmadan saatlerde Jandarma arabasında tutuldu.
“Geride Yaşamdan Koparılmış Asırlık 17 Zeytin Ağacı Bıraktılar”
Hem arkadaşlarımızın jandarma tarafından hukuksuzca alıkonmasını, hem de zeytinliğe yapılan saldırıyı protesto eylemimiz şirket Işıkdere zeytinliklerinden tamamen çekilinceye kadar, akşama dek sürdü. Bu arada avukatımız Milas Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Diğer bir avukatımız, Milas Kaymakamı’nı arayarak Jandarma’nın bize değil, hukuksuzca zeytin ağaçlarını katleden şirkete müdahale etmesi gerektiğini, alanda şirket tarafından suç işlendiğini aktardı.
Nihayetinde, ısrarlı direnişimiz, hukuki girişimlerimiz ve başta ekoloji mücadelesinden dostlarımızın ve tüm halkımızın yeri göğü inleten dayanışması ile YK Enerji Genel Müdürü de dahil olmak üzere tüm personeli iş makinelerini de alıp gittiler. Geride yaşamdan koparılmış asırlık 17 zeytin ağacı bıraktılar.”
“Önce Söktüler, Şimdi Dikmeye Çalışıyorlar”
Yaşananlar sonrasında gece boyunca alanda nöbet tuttuklarını ifade eden yaşam savunucuları maden yönetmeliğindeki değişikliğin iptali için İkizköy Kardok Derneği olarak açılan dava kapsamında bir kez daha Danıştay’dan Acele Yürütmenin Durdurulması talebini ilettiklerini söylediler ve şöyle devam ettiler:
“Bu sabah şirketin bir ara elemanı bizi arayarak zeytinleri dikmeye götüreceklerini söyledi. ‘Hiçbir yere götüremezsiniz, kopardığınız toprağına geri dikin’ dedik. Şu an alanda dün söküp bir kenara attıkları ağaçları tekrar dikmeye uğraşıyorlar.
YK Enerji’ye sesleniyoruz: Dün bu zeytinleri katlettiniz. Ne yapsanız doğaya ve yaşama karşı işlediğiniz bu suçu örtemezsiniz.
Mülki idarenin başındaki Milas Kaymakamı’na ve Muğla Valisi’ne sesleniyoruz. Bize bir gözdağı gibi Akbelen Ormanı davamızın olduğu sabah yürürlüğe sokulan yönetmelik Kanun’a ve Anayasa’ya aykırıdır. Uygulamasını durdurun.
“Zeytinlerimizi Bir Avuç Kömüre Vermeyeceğiz”
Hükümet yetkililerine sesleniyoruz. İşiniz bu ülkeyi evrensel hukuk ilkelerine, insan haklarına ve Anayasa’ya göre yönetmektir. Şirketlerin pervasızca doğa katliamı yaparak kârlarına kâr katmasına hizmet etmek dışında bir işlevi olmayan kanun ve yönetmelikler çıkarmaktan, bunu kolluk güçlerinin zoruyla uygulamaya koymaktan vazgeçin. Bir avuç zengin daha zengin olacak diye kadim zeytinlikleri, zeytin ağaçlarını, ormanlarımızı, vadilerimizi, denizlerimizi talana açtığınız yeter.
Yarattığınız ekonomik krizde belki tek dayanağımız olan zeytinlerimizi bir avuç kömüre vermeyeceğiz. Mücadelemiz hem hukuk ve demokrasi hem yaşam ve doğa mücadelesidir. Vazgeçmeyeceğiz. Ne zeytinliklerimizi ne Akbelen Ormanı’nı vereceğiz!”