Yaklaşık 2 milyar insan güvenilir içme suyundan, 3,6 milyar insan ise güvenli sanitasyondan yoksun. Koşullarda bir değişiklik olmadığı takdirde dünyanın 2030 yılına dek su talebini karşılayacak yeterli kaynakları olamayacak.
İklim değişikliğinin etkileri şiddetini artırırken öte yandan dünya, küresel salgının uzun vadeli etkileriyle mücadele etmeyi sürdürüyor. Ve 2030 yılına dek ulaşılması planlanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na (SKA) ulaşma konusunda da önemli sorunlar var. 3. SKA olan Temiz Su ve Sanitasyon önemli sorunların olduğu alanlardan biri. Yaklaşık 2 milyar insan güvenilir içme suyundan, 3,6 milyar insan ise güvenli sanitasyondan yoksun. Koşullarda bir değişiklik olmadığı takdirde dünyanın 2030 yılına dek su talebini karşılayacak yeterli kaynakları olamayacak.
Kısa bir süre önce yayımlanan, Dünya Bankası’nın “Küresel Su Güvenliği ve Sanitasyonu Ortaklığı 2021 Raporu” (Global Water Security and Sanitation Partnership – GWSP), temiz suya erişim ve sanitasyon konusundaki durumu açık bir şekilde ortaya koydu. Rapora göre, 4 milyar insan şimdiden su yoksunu bölgelerde yaşıyor ve 2050’ye kadar dünyanın su talebi %20-30 oranında artacak. Dünya genelinde şehirlerin dörtte biri su kıtlığı çekerken önümüzdeki 30 yılda kentsel su talebinin %50-70 oranında artması bekleniyor. Ve atık suların %80’inden fazlası hiçbir işlemden geçmeksizin çevreye geri bırakılıyor.
Çatışma altındaki ve toplumsal şiddetin yaşandığı ülkelerin insanları, kaynakların kötü yönetilmesi nedeniyle yaşam kalitesinde ciddi sorunlar yaşıyor. Covid-19’un yanı sıra siyasi risklerin devreye girmesiyle zorlu bölgelerde suyla ilgili hizmetlerin genişletilmesinin önünde engeller oluşuyor. İklim krizi bilindiği gibi aslında aynı zamanda bir su krizidir ve iklim değişikliğinin etkileri su yoksunluğuyla hissediliyor. İklim değişikliği ile daha da kötüleşen su kıtlığı sorunu, bazı bölgelerde ülke GSYH’lerinin %6’sına mal olacak. İklim değişikliği ile birlikte kuraklıklar da şiddetleniyor. 2000 ve 2019 yılları arasında 1,43 milyar insan kuraklıktan zarar gördü. Kıyılarda ve şehirlerde yaşanan sel felaketleri giderek sıklaştı. Seller, 1995’ten bu yana gerçekleşen hava kaynaklı felaketlerin neredeyse yarısını oluşturdu ve 2,3 milyar insan yaşanan afetlerden olumsuz etkilendi.
Su, Covid-19’un yayılımını önlemede ve pandeminin atlatılmasında önemli bir role sahip. Temiz su, sanitasyon ve hijyen, bulaşıcı hastalıkların yayılımını engellemede yaşamsal bir önem arz ediyor. Ancak suyun, pandemiye karşı verdiğimiz mücadelenin ayrılmaz parçası olduğunu tam anlamıyla idrak edememiş gibiyiz! Pandemi nedeniyle insan sağlığı ve gelişimi alanında önemli bir kalite düşmesi yaşanıyor ve bu düşüşten kurtulmaya çalışırken sağlık, eğitim, istihdam ve sürdürülebilir çevre hedeflerine ulaşmamız için suya ve sanitasyona daha fazla ihtiyaç duyduğumuz aşikâr. Sağlık tesislerinde su, sanitasyon ve hijyen (Water, sanitation and hygiene – WASH), Covid-19’a karşı en güçlü savunma yöntemi. Bu nedenle Dünya Bankası’nın WASH’ı destekleyen proje sayısı geçtiğimiz yıl 29’dan 58’e yükseldi.
Tatlı Suyun %70’i Tarımsal Faaliyetlerde Kullanılıyor
Tarımda su kullanımının iyileştirilmesi için yapılan yatırımların hükümet modellerinin ötesine geçmesi gerekiyor. Tarımsal faaliyetlerde, tatlı suyun %70’i kullanılıyor. Sürdürülebilir tarım için su kalitesinin izlenmesinde ve toprak suyu yönetiminde iyileştirmelere ihtiyaç var. Akıllı su kullanımı, sulama sistemlerine erişimi olmayan bölgeler için iklim şoklarına dayanıklılığı artıran bir su yönetimini kapsıyor. GWSP desteği ile Dünya Bankası, geçtiğimiz yıl Çiftçi Liderliğinde Sulama
Geliştirme Rehberi’ni (Farmer Led Irrigation Development – FLID) oluşturarak küçük ölçekli çiftçiler için uygun üretim ortamı yarattı ve hem hükümetlere hem de özel sektöre yönelik stratejiler üretti.
Dünyamızın yeşil, esnek ve kapsayıcı bir kalkınmaya ve su kaynaklarının daha iyi yönetilmesine ihtiyacı var ki bunun sağlanmasının yolu, ortaklarla birlikte çalışılmasından geçiyor; çünkü su güvenliği, stratejiler ve çözümlerle birebir uyumlu, uzun vadeli bir yaklaşım gerektiren, aynı zamanda bir dizi sektörü içine alan kapsamlı bir konu. Yeşil, dayanıklı, kapsayıcı küresel su ve sanitasyon servislerine ulaşmada etkili politikaların, kurum politikalarının ve düzenlemelerin rolü büyük. Su kaynakları yönetimi herkes için suyun niteliğini ve niceliğini planlamayı, geliştirmeyi ve yönetmeyi kapsıyor. Talep arttıkça ve su kıtlığı yanı başımızdayken su güvenliği için kurumsal reformlar, bilgi yönetimi, altyapı yatırımları ve çok paydaşlı platformlar her zamankinden daha da gerekli ve öncelikli.